YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2841
KARAR NO : 2011/2816
KARAR TARİHİ : 22.12.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının birikmiş aidat borcunu ödemediğini, başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kooperatife borçlu olmadığını savunarak, %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 11.11.2008 tarih 2008/7537 esas, 2008/7174 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma ve benimsenen bozmadan önceki bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının peşin bedelli üye olmadığı, davalının 12.285,03 TL asıl alacak, 1.157,00 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 13.442,03 TL borcu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nce “…İlke olarak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunmak zorundadır. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınırken bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın her tür üyelik için söz konusu olan genel yönetim ve alt yapı giderlerine ilişkin aidat sorumluluğu yanında devam eden inşaatların finansmanına katılım için aidat ödeme yükümlülüğü de, devam eder. Somut olayda, davalı tarafça peşin üyelikle kooperatife üye olunduğu, bu nedenle kooperatife bir borcun bulunmadığı savunulmuş ve mahkemece bu savunmaya itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; ortada usulüne uygun bir peşin üyelik prosedürünün ve bu hususta alınmış bir genel kurul kararının bulunup bulunmadığı araştırılmamış, yalnızca davalının ödemesinin güncel değeri esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Oysa bu hususta genel kurul kararı olmadıkça davalının bu savunması kooperatife karşı bir hüküm ifade etmeyecektir. Bu durumda davalının fazla bir ödemesi varsa ödediği kişilerden geri alacaktır. Bu bağlamda, kararın gerekçesinde davalının daha sonra 500,00 YTL daha ödeme yapıldığı kabul edilmiş, alınan ilk bilirkişi raporunda da davalının ödemelerinin giriş tarihine kadar diğer üyelerin ödediği aidatlara karşılık sayılması gerektiği belirtilmiştir. Diğer yandan davacı kooperatif, davalının sunduğu ödeme belgesini ve belgedeki imzayı kabul etmediği halde mahkemece bu konuda bir araştırma da yapılmamıştır. Açıklanan hususlar araştırılmadan, alınan bilirkişi raporuna neden itibar edilmediği somut ve yasal gerekçelerle açıklanmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına” karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulmasına karar verilmişse de bozma ilamında araştırmaya yönelik olarak belirtilen hususlarla ilgili olarak hiçbir araştırma yapılmadan, bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.