YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2812
KARAR NO : 2011/2982
KARAR TARİHİ : 30.12.2011
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalının müvekkiline çektiği noter ihtarnameleri ile aidat ve gecikme zammı borcu olduğu, bunların ödenmemesi halinde üyelikten çıkarılacağının bildirildiğini, müvekkilinin davalıya aidat borcu olmadığı gibi anasözleşmede de gecikme halinde faiz ödeneceği ve oranına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin yaptığı bir ödemenin de hesap özetinde görülmediğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının genel kurullarda belirlenen aidat borcunu ödemediğini, ayrıca gecikme halinde faiz ödeneceği hususunda genel kurul kararları bulunduğunu, davanın haksız açıldığını savunarak, reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının üyesi olduğu davalı kooperatifin genel kurullarında alınan kararlar doğrultusunda tesbit edilen aidat borçlarını zamanında ödemediği, bu nedenle kendisi hakkında aylık %7 oranında gecikme faizi uygulandığı davacının davalıya bu nedenlerle borçlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1) 6100 sayılı HMK’ nun 297. maddesinde hükmün kapsamı, 298. maddesinde de hükmün yazılması düzenlenmiştir. (1086 sayılı HMK’ nun 381 ve 388 md.) Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 4.552,00 TL borçlu olmadığının tesbitini talep ve dava etmiş, mahkemece hükmün gerekçe kısmında davacının davalı kooperatife 3.979,03 TL borçlu olduğu kabul edildiği halde hüküm fıkrasında davanın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçe bölümü ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması yukarıda maddeleri yazılı usul hükümlerine aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2)Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) no’ lu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.