Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/2671 E. 2012/3170 K. 27.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2671
KARAR NO : 2012/3170
KARAR TARİHİ : 27.04.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. … gelmiş davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı iken 18.02.2008 tarihinde istifa ettiğini, 2008 yılına ait bilançonun davalının 05.04.2009 tarihli genel kurulunda onaylandığını, davacının istifasından hemen sonra ve bilanço görüşülmediği 11.05.2008 tarihli genel kurulda alınan 3 yıl erteleme kararının usulsüz olduğunu ve istifa eden ortaklar yerine yeni ortakların alındığını ileri sürerek, ıslah dilekçesiyle birlikte toplam 186.400,00 TL’nın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ayrılan ortaklara yapılacak ödemelerin 3 yıl süre ile ertelenmesine dair kararın hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18.05.2010 tarih, 2010/3164 E. 5177 K. sayılı ilamıyla, “…davalı kooperatiften 18.02.2008 tarihinde 48 ortağın istifa ettiği ve bunun üzerine kooperatif genel kurulunun 11.05.2008 tarihli toplantısı ile erteleme yolunda karar alındığı, alınan bu kararın davacı dahil 48 ortakla ilgili olduğu çekişmesizdir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından bilançonun kabul tarihi olan 05.04.2009 tarihi itibariyle, ayrılan ortaklara ödeme yapılması halinde kooperatifin hayatiyetini tehlikeye düşüreceği tespit edilmiştir. Kooperatifin en yetkili organı olan genel kurulun 48 ortağın ayrılma hususunu nazara alarak erteleme kararı aldığı ve bilançonun onaylandığı genel kurulda da bu karardan dönülmesine ilişkin bir karar alınmadığına göre, erteleme kararının davacıyı da kapsadığının kabulü gerekir. Mahkemece bu husus nazara alınarak karar vermek gerektiği …” gerekçesiyle bozulmuş, mahalli mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve mahal mahkemenin doğrudan bozma kararına uyarak karar vermiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 900,00 TL duruşma vekalet üçretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.