Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2011/2263 E. 2011/2669 K. 19.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2263
KARAR NO : 2011/2669
KARAR TARİHİ : 19.12.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortaklığından 15.06.2002 tarihinde istifa ettiğini, kooperatife toplam 14.657,30 TL ödeme yaptığını, 23.04.2005 tarihinde 0,30 TL nin müvekkiline verildiğini, bu şekilde borcun yenilenmesi sebebiyle zamanaşımı def’inin ileri sürülemeyeceğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe kooperatifin itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ettiği yıl bilançosunun kabul edildiği 01.06.2003 tarihli genel kuruldan bir ay sonra alacağın muaccel hale geldiği ve beş yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının 1.608,00 TL genel gider payı düşüldükten sonra 13.049,00 TL isteyebileceğini, faiz talebinin yerinde olmadığını, alacağın 1.608,00 TL’lık kısmına itirazda bulunulduğunu savunarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece borçlunun 13.049,00 TL asıl alacağı kabul edip, 1,608.00 TL. asıl alacak, 18,072,49 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.680,049 TL.’ye itiraz ettiği belirtilerek, takibin itiraz edilmeyen 13.049,00 TL. asıl alacak ile itiraz edilen 17.018,42 TL. işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etrmiştir.
1) Dava, kooperatiften istifa eden ortağın çıkma payının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinin 2. fıkrasına göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda mahkemece yazılan hüküm sonucu anılan ilkeye uymayıp, açık, anlaşılır olmadığı gibi, infazda tereddüde sebep olacak niteliktedir.
Öte yandan, borçlu tarafından takibe yapılan itirazda, yer alan ” zamanaşımı itirazından feragat anlamına gelmemek üzere talep edilen asıl alacak miktarının 1.608,00 TL’sine kısmi itirazda bulunuyoruz. ” ibaresi ile tüm takibe itiraz edildiği açıktır. Davacının dava dilekçesinde itirazın iptalini istediği de gözönüne alınarak mahkemece toplam takip değeri (32,729,49 TL) üzerinden harç tamamlatılarak yargılamanın bu değer üzerinden yapılması ve hükmün bu değer dikkate alınarak kurulması gerekirken, dava değerinin 19.680,49 TL. olduğu kabul edilerek hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.