YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1714
KARAR NO : 2011/1406
KARAR TARİHİ : 31.10.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin olarak 11. Hukuk Dairesinin 29.04.2010 gün ve 2010/4501 Esas 2010/4612 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, müvekkilinin 1989 yılında davalı kooperatife ortak olduğunu, müvekkilinin bir müddet sonra aracını ekonomik nedenlerle ticari plakasız olarak sattığını, ticari plakasını satmadığından ve her zaman için yeni bir araç alıp çalıştırma imkanı olduğundan ortaklığının devam ettiğini, müvekkilinin 2005 yılında yeni bir minibüs aldığını, aracının sıraya sokulması yönünde davalıya ihtarda bulunulduğunu, ancak, müvekkilinin kooperatifin ortağı olmadığı gerekçesiyle çalışmasına izin verilmediğini, ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin olarak müvekkiline yapılmış bir ihtarın bulunmadığını, müvekkilinin halen kooperatifin ortağı olmasına rağmen aksi iddia edilerek ticari minibüsü ile çalışmasının engellendiğini, davalının bu şekilde müvekkilinin kazanç kaybına uğramasına neden olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine, mahrum kalınan kazancın şimdilik 10.000,00 TL’nın temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 1995 yılında kooperatif anasözleşmesinin 13. maddesinde düzenlenen hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılmış olduğunu, kooperatiften kendi isteği ile ayrılan, aracını satan ve 10 yıl boyunca kooperatifle ilişki kurmayan davacının ortaklığının sona ermiş bulunduğunu, açılan bu davanın dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu savunarak, reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı kooperatifin davacının yeterli şartları taşıyan ticari minibüsünün kooperatifin taşıma hattında çalıştırılmasının engellenmesine ilişkin işleminin yasa ve anasözleşmeye aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davacının davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine, davacının tazminata yönelik isteminin ise tefrik edilmesine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.04.2010 tarih, 2010/4501 Esas 2010/4672 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme istemiştir.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının karar düzeltme isteminin REDDİNE, 2,70 TL harç ve takdiren 185,00 TL. para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 31.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.