Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/6033 E. 2015/6232 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6033
KARAR NO : 2015/6232
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/143173
MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2011
NUMARASI : 2010/437 (E) ve 2011/833 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın yetkilisi bulunduğu …………….Limited Şirketine ait ……………. ve ………………. plakalı iki aracın, arızalanması sebebiyle tamir ve bakımlarının yapılması amacıyla farklı tarihlerde sanığa teslim edildiği; ancak sanığın kendisine hizmet ilişkisi kapsamında teslim edilen söz konusu araçları katılana iade etmeyerek üzerine atılı olan suçu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın yargılama aşamalarında birden fazla yaptığı savunmalarında; ………….. plakalı kamyonun kendisine tamir amaçlı teslim edilmediğini, diğer …………… plakalı aracın ise kendisine ait olduğunu, araç sahibi olan Y. Ç.’in eşi olan A..’den haricen satın aldığını parasını da ödediğini; ancak üzerine tescil ettirmediğini, bu aracı kullanması amacıyla katılanın babası Binali Göl’e geçici olarak verdiğini, kesinlikle aracını satmadığını, bu araç kendilerindeyken arıza yapması üzerine kendisine teslim edildiğini, daha sonra da Mekke Zengin isimli kişiye sattığını savunduğu, katılan ile ortak iş yapan tanık İ.. S..’in yargılama aşamasında verdiği ifadesinde ise; …………. plakalı araç katılanın yetkilisi olduğu şirkete ait olduğunu, arızalanması sebebiyle sanığa bakım ve onarımını yapması amacıyla teslim ettiğini, sanığın bir de ………. plakalı aracı katılan şirkete satmayı teklif ettiğini, söz konusu aracın satılması hususunda katılan ile sanığın 9.000 TL’ye anlaştıklarını, bu şekilde katılanın ………. plakalı aracı haricen satın aldığını ve 5.000 TL bedelli çek ile ödeme yaptığını, satın alınan bu aracın arızalanması üzerine de sanığa ait işyerine arızasının onarılması amacıyla teslim edildiğini daha sonra sanığın işyerine araçlara bakmaya gittiklerinde ise işyerinin kapandığını gördüklerini, bu şekilde sanığa teslim ettikleri iki adet araçlarını alamadıklarını beyan ettiği, trafik tescil kayıtları incelendiğinde; ……………. plakalı

aracın katılanın yetkilisi olduğu şirket adına kayıtlı olduğu belirlendiği, diğer ………… plakalı aracın ise suç tarihinde Y. Ç. adına kayıtlı olduğu ve 23.05.2008 tarihinde M.Z. isimli kişi adına tescil edildiğinin tespit edildiği, Y. Ç.’in eşi olan A. Ç.’in yargılama aşamasında verdiği ifadesinde; söz konusu aracını sanık A.. Ö..’e haricen sattığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, …………… plakalı aracın kime ait olduğu hususunun tespiti ve müteselsil suç hükümlerinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi bakımından; ………… plakalı aracın haricen katılana 9.000 TL bedele satıldığı hususunu gösteren yazılı bir belgenin bulunup bulunmadığı, söz konusu aracın satın alınması hususunda katılan tarafından 5.000 TL bedelli çekin sanığa verildiğinin iddia ve kabul olunması karşısında; söz konusu çekin ne şekilde verildiği, sanığın emrine mi düzenlendiği ve kim tarafından tahsil edildiği, çek hesabının kime ait olduğunun belirlenmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ……….. plakalı aracın katılana ait olduğunun net bir şekilde tespit edilmesi halinde sanık hakkında müteselsil suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 80 gün olarak tayin edilmesi,
b- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.