YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5724
KARAR NO : 2016/315
KARAR TARİHİ : 14.01.2016
Tebliğname No : 15 – 2012/159493
MAHKEMESİ : Aydın 2. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/02/2012
NUMARASI : 2009/906 (E) ve 2012/323 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
SUÇ TARİHİ : 26/11/2007
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın işyerine sanığın olay tarihinde araç ile gelerek satın almak üzere cep telefonu baktığı, bir adet ikinci el telefonu alarak eşine gösterme bahanesiyle işyerinden çıkıp daha sonra aracına binip uzaklaştığı, böylece sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın, eşine göstereceğini ve beğenirse alacağını söyleyerek katılandan aldığı cep telefonunu iade etmemekten ibaret eyleminin, zilyetliğin devredilmemiş olması nedeniyle hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde güveni kötüye kullanmak suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre ise,
a) Felçli olan sanığın vasisi aracılığıyla katılanın zararını gidermiş olduğu yolunda mahkemeye sunulan belgenin doğruluğu usulünce araştırılıp sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 168. maddesinden etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılması gerekirken, zararın giderilmesi hususu takdiri indirim nedeni olarak kabul edilip TCK’nın 168. maddesinin tartışılmaması,
b) TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
c) 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.