YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5532
KARAR NO : 2016/295
KARAR TARİHİ : 13.01.2016
Tebliğname No : 15 – 2012/96755
MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/12/2011
NUMARASI : 2009/264 (E) ve 2011/400 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 29/11/2005
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklardan Hakan’ın katılan Hasan’dan aldığı borç nedeniyle verdiği çeklerin karşılıksız çıkması üzerine, katılan Bayram’a ait işyerinden boş olarak çalınan dava konusu 2 adet çeki verdiği, sanık Necati’nin çekleri ciro ederek katılana birlikte verdikleri, çeklerin ibrazında çalıntı ve keşideci imzasının sahte olduğunun tespit edildiği, böylece sanıkların resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia olunan olayda;
Sanığın katılandan aldığı borcun ödenmesi için verdiği 4 adet geçerli çekin karşılıksız çıkması üzerine, borcun yapılandırılması için geçerli çekleri alıp, yerine sahte çek vermesi şeklinde gerçekleşen eylemin yeni bir hukuki ilişki olup önceden doğan borç olarak değerlendirilemeyeceğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Suça konu çek ile ilgili mevcut bilirkişi raporuna göre iğfal kabiliyeti ile ilgili görüş bulunmadığından, sahteciliğin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının bilirkişi raporu ve mahkeme gözlemi ile tespit edilmemiş olması ve sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer verilmeyecek şekilde açığa çıkarılabilmesi ve suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla, söz konusu çekin mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, ayrıca suça konu çeklerin ön yüzlerindeki yazı ve rakamların ve keşideci imzalarının çek hesabı sahibi olan katılan B.. Y..’ın eli ürünü olup olmadığının tespiti, yine çeklerin ön yüzlerindeki ve yazı ve imzalar ile arka yüzündeki “Kan İnşaat” kaşesi üzerindeki imzaların sanık N.. G..’ün eli ürünü olup olmadığının tespit edilmesi için bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Kabule göre de;
1-5237 Sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaati belli ise; TCK’nın 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun’un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı 52/2. madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken doğrudan elde edilen haksız menfaatin iki katı esas alınmak suretiyle uygulama yapılması,
2-TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. U.. müdafii ve sanık N.. G.. müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.