Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4895 E. 2015/7572 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4895
KARAR NO : 2015/7572
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/209684
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/05/2012
NUMARASI : 2011/164 (E) ve 2012/272 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
SUÇ TARİHİ : 01/01/2010

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, kendisi ile birlikte katılanın da ortak olduğu şirketteki üçüncü ortak olan tanık E..M..’un hisselerinin sanığa devrine ilişkin katılanı haber etmediği ve oybirliğiyle alınması gereken hisse devrine ilişkin 13/08/2009 tarihli toplantı tutanağının altına katılan yerine imza attığı, böylece sanığın özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda;
1- Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelenmesinde;
Sanığın, karar defterinde katılanın yerine imza attığı ve karar defterini diğer süreçlerde hisse devri için kullandığı anlaşıldığından özel belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne gelince;
Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a) Sanığın, katılanı yanılgıya düşürerek lehine haksız çıkar elde etmesinin söz konusu olmaması nedeniyle, unsurları itibariyle oluşmayan dolandırıcılık suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden; dosya kapsamındaki iddia edilen olayda, sanığın, E..’nin hissesini devralmasına karşın yerel mahkemece olayda katılanın hissesinin sanık tarafından devralındığı biçiminde oluşa uygun olmayan kabul ve yanlış gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
b) Kabule göre ise, TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.