Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4714 E. 2015/7226 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4714
KARAR NO : 2015/7226
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/91700
MAHKEMESİ : İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2011
NUMARASI : 2010/104 (E) ve 2011/347 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık M.. S..’nın suç tarihinden önce katılan K.. A..’ın kimlik bilgilerine göre oluşturduğu üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sahte nüfus cüzdanı ile 21/01/2008 tarihinde katılan……….. A.Ş………… Satış Ofisine müracaat ederek kredi talebinde bulunduğu, sanığın talebinin ilgili banka şubesi tarafından kabul edilerek tahsis edilen 4.690 TL kredinin 05/02/2008 tarihinde sanık tarafından bildirilen hesaba havale edildiği, bu şekilde hileli işlemlerle tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlayan sanığın üzerine atılı “nitelikli dolandırıcılık” suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda, ikrara dayalı savunmalarına, katılan K.. A..’ın beyanlarına, katılan banka yazılarına, bilirkişi raporuna, 05/02/2008 tarihli eft makbuzuna ve tüm dosya kapsamına göre; sanık M.. S..’nın üzerine atılı suçtan mahkumiyetine yönelik kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
1- Sanığın aşamalardaki savunmalarında çekmiş olduğu kredinin ilk taksidini ödediğini, katılan K.. A..’ın zararını da karşıladığını beyan etmesi, katılan …………A.Ş. tarafından mahkemeye hitaben yazılan 14/05/2010 tarihli yazıda sanığın kredinin bir taksini ödediğinin doğrulanarak, bu ödemeye ilişkin ekran çıktısının dosyaya eklenmesi, katılan K.. A..’ın da sanığın kendisine peyderpey ödemelerde bulunduğunu, çok az bir borcunun kaldığını ileri sürmesi karşısında, ilgili banka şubesine müzekkere yazılarak sanık M.. S..’nın bizzat ya da katılan K.. A.. aracılığı ile sebebiyet verdiği zararı giderip gidermediğinin,

zararın giderilmiş olması halinde sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterilip gösterilmediğinin sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre de;
a-5237 Sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaat belli ise; TCK’nın 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun’un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı 52/2. madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken doğrudan elde edilen haksız menfaatin iki katı esas alınmak suretiyle uygulama yapılması,
b-05/02/2008 olan suç tarihinin karar başlığında 2008 olarak eksik yazılması,
c-5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının nazara alınması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.