Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4565 E. 2016/219 K. 13.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4565
KARAR NO : 2016/219
KARAR TARİHİ : 13.01.2016

Tebliğname No : 15 – 2012/64680
MAHKEMESİ : Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2011
NUMARASI : 2009/267 (E) ve 2011/306 (K)
SUÇ : Sahtecilik ve dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 12/10/2005

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan Ertuğrul’un keşidecisi olduğu çek koçanın boş olarak çalındığı, bu konuda ilgili makamlara ihbarda bulunulduğu, çalıntı çeklerden birinin sanık tarafından bir şekilde ele geçirildiği, cirolanarak diğer katılan A. İ. verildiği, katılan tarafından cirolanarak ticari ilişkisine karşılık olarak diğer cirantaya geçen çekin çalıntı olduğunun anlaşılması üzerine katılan A. İ. geri alınarak nakit ödemenin yapıldığı, sanık hakkında ise suç duyurusu ve icra takibi yapıldığı, zararın giderilmediği, sanığın çeki bizzat keşidecinden aldığını iddia etse de ticari ilişkiyi kanıtlayacak herhangi bir fiş, fatura, irsaliye belgesi sunamaması karşısında aralarında ticari ilişki olmadığını beyan eden ve çek üzerinde yapılan kriminal inceleme sonucunda, keşideci imzası ve çekin ön yüzündeki yazıların katılan Ertuğrul’un eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşıldığından sanığın bir şekilde ele geçirdiği resmi belge sayılan çekte sahtecilik yaptığı ve sahte çeki kullandığı böylelikle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür
1- Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Dolandırıcılık suçu yönünden verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken;
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Bu açıklama kapsamında sonuç adli para cezasının gün karşılığı belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde doğrudan haksız elde olunan menfaatin iki katı esas alınmak suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezalarına ilişkin bölümün çıkarılarak 530 tam gün adli para cezası, TCK’nın 62. maddesi ile indirim yapılarak 2 yıl 6 ay hapis ve 441 gün adli para cezası, “TCK’nın 52/2 maddesi uyarınca sanığın şahsi ve ekonomik durumu gözönünde bulundurularak takdiren 1 günü 20,00 TL’den hesap edilerek 8,820,00 TL adli para cezası” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/01/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.