Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4474 E. 2015/7377 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4474
KARAR NO : 2015/7377
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/66264
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/10/2011
NUMARASI : 2010/495 (E) ve 2011/678 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
SUÇ TARİHİ : 10/08/2009

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sigorta Acentesi olarak görev yapan sanıkların düzenledikleri sigorta poliçeleri karşılığında müşterilerden tahsil ettikleri sigorta primlerinin bir kısmını acentelik sözleşmesinin ilgili maddeleri gereği katılan şirkete intikal ettirmedikleri ve bu suretle sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda;
A-Sanık H.. U.. hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükmünün temyizen incelenmesinde;
Sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B-Sanık A.. S.. hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet kararının temyizen incelenmesinde;
Katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulurken, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla işlemesi nedeniyle TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanığın soruşturma evresinde katılan şirkete kısmen ödeme yaptığına ilişkin belgelerin dosya içinde olması karşısında; TCK’nın 168/4. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması bakımından katılandan kısmi ödemeye rızası olup olmadığının sorulmaması,
3-TCK’nın 51/7-8 maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezanın kısmen veya tamamen infazına karar verileceğinin ve denetim süresini iyi halli olarak geçirdiği taktirde cezanın infaz edilmiş sayılacağının kararda belirtilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.