YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4471
KARAR NO : 2016/195
KARAR TARİHİ : 12.01.2016
Tebliğname No : 15 – 2012/107403
MAHKEMESİ : İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/02/2012
NUMARASI : 2010/185 (E) ve 2012/22 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 15/03/2010
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın gazetede satılık araç ilanı görmesi üzerine ilanda belirtilen telefonda sanık ile aracın alımı konusunda anlaştıkları ve kapora olarak sanığın hesabına 250 TL para yatırdığı, aracı almak için Ayvalık’a geldiğinde böyle bir kişinin olmadığını öğrendiği, böylelikle katılana yönelik olarak dolandırıcılık suçunun işleniği iddia olunan somut olayda;
1-Sanığın sabit görülen eyleminin TCK’nın 6. maddesinde tanımlanan basın ve yayın yolu ile deyimi kapsamında yazılı nitelikteki araçlardan gazete ilanı yoluyla gerçekleştirmiş olması nedeniyle, eylemin TCK’nın 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçundan hüküm kurulmuş olması,
2-5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin gözetilmesi,
3-TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
4-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 13 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.