Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4255 E. 2015/7851 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4255
KARAR NO : 2015/7851
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/88072
MAHKEMESİ : İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2011
NUMARASI : 2011/706 (E) ve 2011/702 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 24/05/2011-26/09/2011-26/08/2011

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın 24.05.2011 tarihinde katılan C.. S..’a Liman’da çalıştığını, isterse kendisine elektronik eşya bulabileceğini söylediği, katılanla birlikte Liman civarındaki M.. mağazasına gittikleri, katılan aracında beklerken sanığın bir yere gidip geldiği, parayı almadan faturayı ve televizyonu vermiyorlar diyerek katılandan 1.000 TL para aldığı ve bir daha ortalıkta gözükmediği, sanığın 26/09/2011 tarihinde katılan İ.. E..’in dükkanına giderek kendisinin Migros’ta çalıştığını, isterse kolalı içki satabileceğini söylediği, katılanın da kabul etmesi üzerine, birlikte M.. Mağazasının deposuna gittikleri ve sanığın burada katılandan 2.500 TL alıp faturasını getireceğim dediği ve parayı alır almazda oradan koşarak uzaklaştığı yine sanığın 26.08.2011 tarihinde katılan A.. Ö..’in dükkanına gittiği ve ona da M..’ta çalıştığını, isterse kolalı içkiyle bira satabileceğini söylediği, birlikte M.. mağazası deposuna gittikleri, sanığın katılana parayı vermeden faturayı kesmiyorlar dediği, katılanın da buna inanarak sanığa 1.000 TL verdiği ve ortalıktan kaybolduğu sanığın bu şekilde maddi menfaat sağladığı anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak ;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezalarının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi,
2- Sanık hakkında hükmolunan doğrudan gün adli para cezaları adli para cezasına çevrilirken uygulama maddeleri gösterilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
3- Sanık hakkında katılan C.. S..’a karşı dolandırıcılık suçundan verilen hükümde tekerrüre esas alınan Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/127 Esas, 2011/199 sayılı kararı ile verilen hapis cezasının temyize konu edilen suçun işlendiği 24/05/2011 tarihinden sonra 27/07/2011 tarihinde kesinleştiği ve tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,hüküm fıkrasından adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “125 gün”, “2.500 TL” “50 gün”, 1.000 TL ” ve” 50 gün”, ”1.000TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, “5 gün”, ”100TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi yine hüküm fıkrasında yer alan doğrudan gün adli para cezasının adli para cezasına çevrilen bölümlerine ”TCK’nın 52/2. maddeleri gereğince” ibaresinin eklenmesi, katılan C.. S..’a karşı dolandırıcılık suçuna dair hüküm fıkrasından TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.