Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4204 E. 2015/7743 K. 08.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4204
KARAR NO : 2015/7743
KARAR TARİHİ : 08.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/70631
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2011
NUMARASI : 2011/427 (E) ve 2011/707 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 01/06/2011

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Olay günü katılan yolda yürürken hakkındaki evrakın ayrılmasına karar verilen kimliği belirsiz bir şüphelinin katılana kapalı çarşıya nasıl gidebileceğini sorduğu, katılanın yolu tarif etiği sırada sanığın yanlarına geldiği ve onun da kapalı çarşıyı sorduğu, konuşma sırasında kimliği belirsiz şüphelinin yanında bulunan dört adet altın kol saatlerini paraya çevirmek istediğini ve bu nedenle kapalı çarşıyı sorduğunu söylediği, sanığın saatlerle ilgilenerek pazarlık yapmaya başladığı, katılana da saatlerin altın olup fiyatlarının ucuz olduğuna, kuyumcu olan bir akrabasına bu saatleri satabileceğine yönelik telkinde bulunduğu, hatta kendisinin iki adet saati satın aldığı ve katılanı da diğer saatleri almaya ikna ettiği, katılanın 900 TL vererek kalan iki adet saati satın aldığı, ancak yanlarından ayrıldıktan sonra durumdan şüphelenip polise müracaat ettiği, yapılan incelemede katılanın altın olduğunu düşünerek satın aldığı iki saatin altın olmadığı ve toplam değerlerinin 55,00 TL olduğunun tespit edildiği, sanığın kimliği belirsiz şüpheli ile birlikte hareket ederek oluşturdukları mizansen kapsamında hileli hareketlerde bulunarak menfaat temin ettikleri anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “30 Gün” ve “600 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 Gün” ve “100 TL” ibarelerinin eklenmesi, ayrıca TCK’nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasında yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.