Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4192 E. 2015/7805 K. 08.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4192
KARAR NO : 2015/7805
KARAR TARİHİ : 08.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/80848
MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/12/2011
NUMARASI : 2008/1645 (E) ve 2011/761 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 07/10/2007

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların katılanın aracını otomobil pazarında görüp 4.500 TL’ye satışı konusunda katılanla anlaştıkları, üzerlerinde nakit para olmadığını, altınlarını bozdurup parayı peşin olarak ödeyeceklerini söyleyerek ertesi gün yeniden katılanla buluştukları, sanıkların zaman kazanmak amacıyla aracın satışı için vekaletname çıkarılması hususunda katılanı ikna ettikleri,vekaletname çıkartıldıktan sonra katılanın ve sanıkların araçla Burdur’a gitmek üzere hareket ettikleri, yolda sanık Turgay’ın bir kişiden alacağı olduğunu söyleyip diğer sanığın araçta katılanla birlikte bırakıp ayrıldığı, giderken de alacağını daha kolay alabileceğini söyleyip katılandan vekaletname aslını alan sanığın bir müddet ayrıldıktan sonra alacağını alamadığını söyleyerek döndüğü, sonrasında sanıkların katılanı sanık Tugay’ın babası olduğunu söyledikleri yaşlı bir şahısla kahvehaneye bıraktıktan sonra ortadan kayboldukları ve aracı başkasının üzerine devrettikleri, böylelikle sanıkların baştan itibaren katılanın aracını ücret ödemeden almak amacıyla birlikte hareket ettikleri anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Mahkumiyet hükmü tesis edilirken temel ceza ”takdiren ve teşdiden” belirlenmiş olup; adli para cezasında alt hadden uzaklaşılmasına karşın hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.