Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4121 E. 2015/7535 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4121
KARAR NO : 2015/7535
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/61697
MAHKEMESİ : İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2011
NUMARASI : 2010/305 (E) ve 2011/268 (K)
SUÇ : Sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 27/03/2009

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Temyiz kapsamı dışı sanık Mustafa’nın kullanımında olan 35 ZN 9105 plaka sayılı aracın katılan sigorta şirketi tarafından, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile F. S. A.Ş tarafından sigortalandığı, olay günü aracın 27.03.2009 günü Sarıyer ilçesinde tali yoldan geçiş yaptığı sırada ön kısmı ile ana yolda seyir halinde olan 34 NHD 83 plaka sayılı sanık Raif’in sahibi ve sürücüsü olduğu motorsikletin sol arka kısmına çarptığından ve kusurlu olduğundan bahisle kaza tespit tutanağı tanzim edilerek yapılan hasar ihbarı üzerine katılan şirket nezdinde hasar dosyası açıldığı,ancak olaya ilişkin bilirkişi raporlarına göre, araçtaki hasar izleri ile düzenlenen kaza tespit tutanağındaki kazanın oluş şeklinin uyumlu olmadığı, hal böyle iken bahse konu oluşa uygun olmayan kaza tespit tutanağını eklemek sureti ile söz konusu kaza sonucu meydana gelmeyen hasarları kazada oluşmuş gibi gösteren sanığın katılandan tazmin talebinde bulunduğu ancak haksız menfaatin gerçekleşmemiş olması nedeniyle eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşıldığından sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılığa teşebbüs suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “120 GÜN”, “60 GÜN”, “50 GÜN” ve “1.000 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 GÜN”, “2 GÜN”, “1 GÜN” ve “20 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.