Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4098 E. 2015/7545 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4098
KARAR NO : 2015/7545
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/46532
MAHKEMESİ : Ünye Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2011
NUMARASI : 2011/176 (E) ve 2011/283 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik
SUÇ TARİHİ : 11/11/2010

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan ve sanığın 2009 yılı Ekim ayı içerisinde iş ortaklığı yaptıkları, ortaklığı sona erdirirken işyerinde kalan sanığa ait malzemelere dair yaptıkları anlaşma kapsamında katılanın sanığa 09/11/2009 tanzim ve 01/10/2010 ödeme tarihli 8.000 TL bedelli bir bono verdiği ancak katılan ve sanığın kısa bir süre sonra yeni bir anlaşma yaptıkları, bu anlaşmaya göre katılanın sanığın piyasaya olan bir miktar borcunu ödediği ve 8.000 TL bedelli bononun sanık tarafından katılana iade edilerek kalan kısım için 07/12/2009 tanzim tarihli ve 01/10/2010 ödeme tarihli 3.350 TL bedelli yeni bir bono düzenleyerek sanığa verdiği,sanığın yaklaşık 2-3 ay kadar bir süre sonra Y.. O.. isimli şahıs ile katılanın yanına giderek paraya ihtiyacı olduğunu söylediği, katılanın kendisine ödeme yapması nedeniyle de elindeki 3.350 TL bedelli senedi katılana teslim ettiği ancak Kumru İcra Müdürlüğü’nün 2010/365E sayılı dosyası kapsamında 11/11/2010 tarihinde her iki senetle ilgili icra takibi başlattığı, takip konusu senetlerin katılana daha önce teslim ettiği asıl senetlerin renkli fotokopileri olduğunun anlaşıldığı, icra takibi neticesi katılanın maaşına haciz konularak sanığın menfaat temin ettiği anlaşılmakla resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan verilen hüküm ile ilgili olarak, o yer Cumhuriyet savcısının aynı Kanun’un 43/1 maddesini de ekleyerek sanığın cezalandırılmasına dair sanığın bulunduğu oturumda verdiği mütalaya karşı sanığın savunma yapmış olması karşısında, sanığa ayrıca ek savunma hakkı verilmemesi sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasında yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.