Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4080 E. 2015/7631 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4080
KARAR NO : 2015/7631
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/64590
MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2011
NUMARASI : 2009/96 (E) ve 2011/229 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
SUÇ TARİHİ : Mayıs 2007

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın S.. B.. Balıkesir İl Müdürlüğünün hizmetli kadrosunda çalışıp tarım sigortası primlerini yatırmak üzere il müdürlüğü binasına gelen katılanlar ve dosya kapsamındaki şikayetçilere veznenin çok kalabalık olduğunu ve çok bekleyeceklerini söyleyip dairede çalışan memur olarak kendisinin yardımcı olabileceğini söyleyip güven telkin ettikten sonra katılanların paralarını aldığı, daha sonra vezneye yatırmış gibi sahte tahsilat makbuzları düzenleyerek vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda;
1- Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelenmesinde;
Sanığın, katılan kuruma ait makbuzlar üzerinden fotokopi ile ürettiği sahte makbuzlar kullanarak kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle kendisine haksız menfaat temin ettiği anlaşıldığından nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın farklı zamanlarda ve farklı kişilere karşı dolandırıcılık suçunu işlemesi nedeniyle, her katılan ve şikâyetçi yönünden ayrı ayrı cezalandırılması yerine eylemlerin zincirleme biçimde işlendiğinin kabulüyle eksik ceza belirlenmesi, aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 250 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “250 GÜN”, “333 GÜN”, “277 GÜN” ve “5.540 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 GÜN”, “6 GÜN”, “5 GÜN” ve “100 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne gelince;
Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın, katılanlar ve dosya kapsamındaki şikayetçilerin ad ve sicil numaralarını yazdığı kağıdı, başka kişilere ait kurum arşivindeki gerçek makbuzları tahrip etmeksizin üzerine getirip fotokopi çektiği, fotokopi belgeyi katılanlar ve şikayetçilere verdiği, suça konu belgelerin fotokopi olması nedeniyle unsurları itibariyle oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, dosya kapsamına yasal olmayan ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.