Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/4053 E. 2015/7269 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4053
KARAR NO : 2015/7269
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/30945
MAHKEMESİ : Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/06/2011
NUMARASI : 2010/318 (E) ve 2011/183 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 09/09/2009

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, sara hastası olan katılanın ikametine gelerek, ”seni cin çarpmış, ben seni iyileştirebilirim” şeklinde yalan söyleyerek bu duruma inanan katılandan tedavi ve ilaç gideri bahanesiyle para alarak haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın beyanlarına, para gönderildiğine ilişkin makbuz içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin; 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle” dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, katılandan ilaçların pahalı olduğunu ve tedavisinin daha zor olduğunu söylemek suretiyle muhtelif tarihlerde birden fazla kez katılandan para aldığının sabit olduğu dikkate alınarak; sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal etmek suretiyle ve değişik zamanlarda birden fazla kez menfaat temin etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında ceza verilirken zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen ve dairece düzeltilen husus dışındaki hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 180 gün olarak tayin edilmesi,
2-TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması; ve ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı uyarınca, TCK’nın 53/1-b maddesindeki “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” yoksun bırakılma düzenlemesinin iptal edilmiş olması karşısında; bu hususlar,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılıkların yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan ”5237 sayılı TCK’nın 158/1.a, 62, 52/2 maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 150 gün adli para cezası karşılığı aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL’den olmak üzere 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ifadelerinin yerine ”5237 sayılı TCK’nın 158/1.a maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 4 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 52/2 maddeleri gereğince, verilen 4 gün adli para cezası karşılığı günlüğü 20.00 TL’den olmak üzere sonuç olarak 80.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadelerinin yazılması; ve ayrıca TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin (c) bendinin hükümden çıkartılarak yerine “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi; ve ayrıca TCK’nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.