Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/3885 E. 2015/6881 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3885
KARAR NO : 2015/6881
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/34541
MAHKEMESİ : Ödemiş 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/10/2011
NUMARASI : 2011/105 (E) ve 2011/439 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 24/12/2010

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuğun, başka bir erkek ile flört etmesine karşın evleneceği konusunda işyerinde çalıştığı işvereni katılan D..’a umut verdiği, olay tarihinde on sekiz yaşından küçük olmasına karşın kimliğini kaybettiğini söyleyip yaşı konusunda katılana yalan söylediği, bu süreçte katılanın evlenme teklifini kabul eden suça sürüklenen çocuğun katılandan değişik zamanlarda evliliğe hazırlık bahanesiyle toplam 4.700 TL para aldığı, ayrıca katılanla birlikte nişan alışverişi kapsamında giysi aldığı ve telefonu olmadığını belirterek katılanın kendisine yeni bir telefon almasını sağladığı, akabinde katılanla görüşmeyi bırakıp evlenmekten vazgeçtiği anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 150 gün olarak tayin edilmesi,
2- Suça sürüklenen çocuğun, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla kez işlemesi nedeniyle TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Suç tarihinde on sekiz yaşından küçük olan ve adli sicil kaydına göre sabıkasız olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca anılan maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.