YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3727
KARAR NO : 2015/5831
KARAR TARİHİ : 02.11.2015
Tebliğname No: 15 – 2012/47603
MAHKEMESİ : İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/12/2011
NUMARASI : 2010/1186 (E) ve 2011/713 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
SUÇ TARİHİ : 2010 yılının Haziran ve Temmuz ayları
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan şirkette tır şoförü olarak çalışan ve bir taşıma işine istinaden yurt dışına gönderilen sanığın, şirket tarafından kendisine teslim edilen yakıt alım kartından 4.000 litre mazot alımı ile sınırlı olarak harcama yapması gerekirken, hizmet ilişkisine aykırı bir şekilde söz konusu karttan 25.865 litre mazot almak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına, bilirkişi raporlarına, şikayetçinin aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 2.000 gün olarak tayin edilmesi,
b- Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının miktarı belirlenirken uygulama maddesi olarak TCK’nun 52/2 maddesinin gösterilmemesi, suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan ”5237 sayılı TCK’nın 155/2, 43/1, 52/2 maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 2.500 gün adli para cezası karşılığı aynı Kanunun 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL ‘den olmak üzere 50.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ifadelerinin yerine ”5237 sayılı TCK’nın 155/2 maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 43/1. maddesi gereğince cezasından 1/4 oranında arttırım yapılarak 6 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanunun 52/2 maddeleri gereğince, verilen 6 gün adli para cezası karşılığı günlüğü 20.00 TL ‘den olmak üzere sonuç olarak 120.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadelerinin yazılması; ve ayrıca hüküm birinci fıkrasındaki adli para cezasının miktarının belirlenmesine ilişkin kısımda sanığa tayin olunan adli para cezasının cümlesinden sonra gelmek üzere “TCK’nun 52/2 maddesi gereğince” ibaresi eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.