Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/3723 E. 2015/6062 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3723
KARAR NO : 2015/6062
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No: 15 – 2012/56137
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/10/2011
NUMARASI : 2010/115 (E) ve 2011/729 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 14/10/2009

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ile temyiz kapsamı dışında bulunan diğer sanık H.. D..’in ortak oldukları oto alım satım işi yapan iş yerinde sekreter olarak çalışan katılana ait aracın, sanıklara satımı konusunda 11.500 TL karşılığında anlaştıkları, sanıkların satın aldıkları bu araç için katılana bir miktar peşin para verdikten sonra, geri kalan para için 7.350 TL bedelli bono düzenlendikleri, bonoda bulunan alacaklı ve borçlu kısmına diğer sanık H..’ın isminin yazıldığı, daha sonra ise aracın katılandan alınan vekaletnameye istinaden sanık tarafından temyiz kapsamı dışında bulunan diğer sanık B.. K..’ya satıldığı, bu şekilde sanığın diğer sanıklarla iştirak halinde hareket ederek katılana araç bedelini ödememek maksadı ile hukuki sonuç doğurmayan bonoyu vererek menfaat elde etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanıkların suça konu senede alacaklı ve borçlu isimlerinin aynı yazılmasının sehven yapılan bir hata olduğuna ilişkin istikrarlı savunmaları, katılanın verdiği vekaletnameye ilişkin azilnameyi, senetteki yanlışlığı öğrenmesinden sonra, kaldırarak aracın temyiz kapsamı dışında bulunan diğer sanık Barış adına ruhsatının çıkarmasına imkan vermesi ve ayrıca söz konusu özel belgenin iğfal kabiliyetinin olmadığı, katılanın senedi denetim imkanı olup yapacağı basit bir inceleme ile durumu fark edebilecek iken senede bakmadığı, alacaklı ve borçlu kısmında aynı kişi isminin yazılı olmasının hile teşkil etmeyen eylem niteliğinde kaldığı anlaşılmakla, unsurları itibarıyla oluşmayan dolandırıcılık suçundan beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi;
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, adli para cezasının alt sınırın üzerinde “100” gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK’nın 325. maddesi uyarınca bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık H.. D..’e teşmiline, 04/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.