Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/3689 E. 2015/6044 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3689
KARAR NO : 2015/6044
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/364225
MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/05/2011
NUMARASI : 2009/80 (E) ve 2011/134 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
SUÇ TARİHİ : 22/11/2007

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın, Antalya’da ev kur işi ile uğraştığı, malzeme almak için suç tarihinde Kumluca’ya geldiği, ancak aldığı malzemelere parasının yetmemesi üzerine Antalya’da bulunan elemanından PTT havalesi ile adına para çıkartmasını istediği, ancak yanında kimliğinin olmaması nedeni ile yolda tesadüfen karşılaştığı daha önceden tanıdığı olan sanık A..’ye, adına havale çıkartıp çıkartamayacağını sorduğu, sanık A..’nin de nüfus cüzdanının yanında olmadığını söyleyerek babası diğer sanık Kemal adına havale çıkartabileceğini söylemesi üzerine katılanın Antalya’da bulunan elamanına haber vererek, kendisine verilmek üzere sanık Kemal adına 2000 TL PTT havalesi çıkartıldığı, ancak sanıkların PTT’den havale edilen parayı almalarına rağmen katılana vermeyerek güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia ve kabul olunan somut olayda,
A) Sanık A.. hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz başvurusunun incelenmesinde,
Sanık A..’nin, katılana verilmek üzere babası diğer sanık Kemal adına havale edilen parayı almasına rağmen katılana vermeyerek, kendisine teslim edilmiş olan para üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduğu, katılan ve tanık beyanları, HTS kayıtları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık A..’nin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, adli para cezasının alt sınırın üzerinde “120” gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık A..’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında bulunan sanık A.. hakkındaki adli para cezasına ilişkin sırasıyla “120 GÜN”, “100 GÜN” ve “2000,00 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak, yerine sırasıyla “5 GÜN”, “4 GÜN” ve “80 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Sanık K.. hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz başvurusunun incelenmesinde,
Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Sanığın, bütün aşamalardaki “eve geldiğinde, oğlu A..’nin alacağı nedeni ile borçlusu tarafından PTT havalesi ile adına para yatırıldığını eşinden öğrenmesi üzerine parayı çekerek oğluna verdiğine” ilişkin hayatın olağan akışına uygun ve diğer sanık tarafından da doğrulanan savunması ile diğer sanık A..’nin üstüne atılı güveni kötüye kullanma suçuna iştirak ettiğine dair katılanın soyut suç isnadı dışında sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2) Kabule göre de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde “120 gün” olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık K..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.