Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/3678 E. 2015/7250 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3678
KARAR NO : 2015/7250
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/141940
MAHKEMESİ : Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2012
NUMARASI : 2010/208 (E) ve 2012/48 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık A.. K..’nın suç tarihinde katılan V.. Ş..’in yetkilisi olduğu …………. Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’nden satın aldığı inşaat demiri karşılığında suça konu……………. Şubesine ait 18/10/2006 keşide tarihli, Z3972702 seri numaralı, 6.250,00 TL bedelli çeki ciro etmek suretiyle katılana ait şirket yetkililerine verdiği, söz konusu çekin orjinal bir çek yaprağının üzerindeki yazı ve imzalar tahrif edilmek suretiyle sahte olarak oluşturulmuş bir çek olduğu ve bu çek karşılığında fatura değeri 5.861,73 TL olan malzemenin sanığa teslim edildiği, bu şekilde sanığın sahte çek yaprağını kullanarak haksız menfaat temin etmek suretiyle üzerine atılı “nitelikli dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarını işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
1- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunmasına, katılanların beyanlarına, Ankara Kriminal Polis Laboratuarı tarafından düzenlenmiş 11/09/2008 ve 22/03/2010 tarihli uzmanlık raporlarına, 04/09/2006 tarihli fatura içeriğine, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü ile Gaziosmanpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü yazılarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın suça konu sahte çeki katılan V.. Ş..’e ait ……………. Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’nden aldığı inşaat malzemeleri karşılığında ödeme aracı olarak kullanıp haksız kazanç temin ettiği anlaşılmış olup, sanığın üzerine atılı “nitelikli dolandırıcılık” suçundan mahkumiyetine yönelik kabulde herhangi bir isabetsizlik

görülmemiş, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hükmolunan adli para cezasının miktarı belirlenirken uygulama maddesi olarak 5237 sayılı TCK’nın 52/2 maddesinin gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasında yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Özel ve resmi belgelerde sahtecilik suçlarında, bu suçlara konu belgeler üzerinde yapılan sahteciliğin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, buna göre mahkemece sahte olduğu iddia edilen belge aslının duruşmaya getirtilip incelenmesinin ve özelliklerinin tutanağa geçirilmesi suretiyle yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığı yönlerinden değerlendirilmesinin gerektiği, buna karşın somut olayda; suça konu çeke ilişkin olarak bu şekilde bir incelemenin yapılmadığı gibi söz konusu çeke ilişkin olarak tanzim edilen iki adet uzmanlık raporunda da bu yönde bir bilgiye yer verilmediği anlaşılmış olup, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle sahte olduğu iddia edilen çek aslının duruşmaya getirtilerek incelenmesi ve toplanan diğer deliler de göz önünde bulundurulmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi zorunluluğu,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.