Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/3548 E. 2015/7257 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3548
KARAR NO : 2015/7257
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/114088
MAHKEMESİ : Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2011
NUMARASI : 2008/20 (E) ve 2011/466 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 08/07/2005, 02/08/2005, 15/08/2005

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde katılan İ.. A..’a ait .. ilçesi .. köyü 310 ve 676 parsel sayılı taşınmazları hukuka aykırı bir şekilde iktisap edebilmek maksadıyla; açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen yaşlı bir kişiyi temin ettikleri, bu kişiye ait fotoğrafın yapıştırılmış bulunduğu sahte kimlik belgesi ile .. Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden katılan İ.. A..’ın kimlik bilgilerini taşıyan bu kişinin akli melekelerinin yerinde olduğuna ve yapacağı kanuni akdin bilincinde olduğuna dair rapor aldırdıkları, ardından sahte kimlik ve sahte hastane raporu ile .. 46. Noterliğine başvurarak sanık Y.. Ş..’e satış yetkisini içeren 08.07.2005 tarihli bir vekaletname çıkarttıkları, sanıklardan M.. P.. ve A.. Y..’un işlem tanığı sıfatıyla vekaletin çıkartılması sürecinde hazır bulundukları, ardından vekil yetkisini bu şekilde elde eden sanık Y.. Ş.. tarafından suça konu taşınmazların 02.08.2005 tarihinde sanık M.. K.. üzerine tapuda devrinin yapıldığı, sanık M..’nın da 15.08.2005 tarihinde emlakçılık işi ile iştigal eden katılan Z.. Ç..’a bu taşınmazlardan 310 nolu parselin satımını gerçekleştirdiği iddia ve kabul olunan olayda;
Sanıkların iştirak halinde resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçlarını işlediklerine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “120 GÜN”, “100 GÜN” ve “2.000 TL.” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 GÜN”, “4 GÜN” ve “80 TL” ibarelerinin eklenmesi, suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.