Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/3486 E. 2015/7135 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3486
KARAR NO : 2015/7135
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/159561
MAHKEMESİ : Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2012
NUMARASI : 2011/113 (E) ve 2012/192 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
SUÇ TARİHİ : 17/03/2008

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
… Yemek Gıda şirketinin yetkilisi olan sanık Ş..’nün talimatı ile aynı şirkette muhasebeci olarak çalışan diğer sanık F..’nin, herhangi bir yetki belgesi olmaksızın, şirkete ait .. Demetevler Şubesine ait 15.03.2008 keşide tarihli 50.000 TL bedelli ve 31.03.2008 keşide tarihli 52.000 TL bedelli suça konu çekleri sanık Şükrü’nün imzasını taklit ederek keşide edip, aynı zamanda sanık Ş..’nün de hissedarı olduğu .. Alpler şirketi yetkilisi D.. Y..’ya verdiği, D.. Y..’nın da suça konu çekleri ciro ederek mal aldığı katılan L.. S..’a verdiği, sanıkların bu surette resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda,
A) Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz başvurusunun incelenmesinde,
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/03/1998 gün ve 6/8 – 69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı, suça konu çeklerin de daha önceden doğan borç karşılığı verildiğinin sanık, katılan ve tanık beyanları ile sabit olması karşısında, nitelikli dolandırıcılık suçu açısından unsurlarının olmadığı gerekçesi ile verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B) Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz başvurusunun incelenmesinde,
Sanık müdafiileri ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine imzanın taklit edilmesinde kastın varlığı ileri sürülemez. R.. kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. R.. açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasının atılmasında suç kastının varlığı kabul olunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık Ş..’nün şirketine ait çekin, sanığın olmadığı zamanlarda şirket muhasebe yetkilisi sanık F.. tarafından, sanık Ş..’nün bilgisi ve rızası dahilinde imzası taklit edilmek suretiyle keşide edilmesi, borcun sanık tarafından inkar edilmemesi ve daha önce de buna benzer çeklerin keşide edilmesi ve ödenmesi karşısında, sanıkların suç kastıyla hareket ettiği yönünde mahkûmiyetine yeter delil bulunmadığından manevi unsuru oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.