Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/20382 E. 2015/7465 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/20382
KARAR NO : 2015/7465
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

Esas No : 2015/20382
Karar No : 2015/7465
Tebliğname No : KYB – 2015/256937

Dolandırıcılık suçundan şüpheli S.. G.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/03/2014 tarihli ve 2013/13427 soruşturma 2014/1164 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Manavgat Sulh Ceza Hakimliğinin 04/12/2014 tarihli ve 2014/1492 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09/07/2015 Gün ve 14656/46647 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/09/2015 gün ve 2015/256937 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre her ne kadar bahse konu kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararda aynı konu hakkında Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/7340 soruşturma sayılı dosyası üzerinden soruşturma yürütülüp şüpheli hakkında iddianame tanzim edildiği belirtilerek mükerrer soruşturma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/7340 soruşturma, 2013/565 esas ve 2013/305 sayılı iddianamesi ile şüpheli hakkında güveni kötüye kullanma, hakaret ve tehdit suçlarına ilişkin olarak kamu davası açıldığı, dolandırıcılık suçu yönünden iddianamede herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi açılmış bir dava da bulunmadığı anlaşılmakla, şüphelinin ifadesi alınmadan, müşteki dinlenilmeksizin ve her iki tarafın delilleri toparlanmaksızın, hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Manavgat Sulh Ceza Hakimliği’nin 04.12.2014 tarihli 2014/1492 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.