Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/20342 E. 2015/7137 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/20342
KARAR NO : 2015/7137
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/293106

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheliler D.. K.., A.. Ç.. ve M.. Y.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/11/2014 tarihli ve 2014/1049 soruşturma, 2014/974 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii …Sulh Ceza Hakimliğinin 26/02/2015 tarihli ve 2015/155 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 07/08/2015 gün ve 16209/52130 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/09/2015 gün ve 2015/293106 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda … Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki ile taşıma şirketi arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklanan hukuki ilişki olduğu ve şüphelilerin sözleşmeye kasten aykırı hareket ettiklerine dair kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin 30/12/2013 tarihli şikayet dilekçesinde şüphelilerin çalıştığı evden eve nakliyat şirketi ile anlaşarak eşyalarını …’dan …’a taşıttığını, bir kısım eşyalarının hasarlı şekilde teslim edildiğini, yemek takımının 44 parçasının, yün yolluk, yün halı ve 5 kg. kestane balının ise teslim edilmediğini, taşındıktan sonra aynı şirket ile ilgili olarak internette yaptığı araştırmada benzer şikayetler olduğunu tespit ettiğini beyan ederek ilgili şikayetlere ilişkin internetten alınan şikayet bildirimlerini de dosyaya sunduğu, şüpheli D.. K..’nın da 31/01/2014 tarihli ifadesinde eşyaların teslimi sırasında 3 kg. balın gelen eşyaların arasından çıkmadığını söyleyen müştekinin patronlarıyla telefonda konuştuğunu beyan ederek müştekinin iddiasını doğruladığı, bu nedenlerle müştekiye ait olan ve teslim edilmeyen eşyalar yönünden şüphelilerin eylemlerinin hırsızlık veya güveni kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı yönünden mevcut delillerin takdir ve değerlendirilmesinin mahkemesine ait olduğu, ayrıca müştekinin eşyalarını A..’dan P..’a götüren araç şoförü S.. S..’ın şüpheli sıfatıyla beyanının alınmadığı, bu yönden de soruşturmanın eksik yapıldığının anlaşılması karşısında, itirazın bu yönlerden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden … Sulh Ceza Hakimliği’nin 26.02.2015 tarihli 2015/155 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 25/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.