Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/20303 E. 2015/7405 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/20303
KARAR NO : 2015/7405
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Tebliğname No : 4 – 2015/363289
MAHKEMESİ : Sivas Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/348 (E) ve 2012/552 (K)
SUÇ : Kamu malına zarar verme, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, tehdit
SUÇ TARİHİ : 17/09/2010

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Suça sürüklenen çocuk H.. H.. yönünden yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/01/2013 gün ve 2013/23 değişik iş sayılı kararı 5271 sayılı CMK’nın 231/12 madde ve fıkrası uyarınca kesin nitelikte olup, bu karara yönelik temyiz yolu kapalı olduğundan katılan vekilinin temyiz istemiyle ilgili olarak dairemizce karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın ilgili merciine GÖNDERİLMESİNE,
2- Suça sürüklenen çocuklar E.. K.. ve B.. C.. yönünden yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocukların yetiştirme yurdunda kaldıkları, olay tarihinde yurt görevlileri olan mağdurların suça sürüklenen çocukların yurtta bulundurulması yasak eşyaları bulundurduklarını tespit edip bunları aldıkları, bunun üzerine suça sürüklenen çocukların mağdurları bıçak ile tehdit ettikleri, onlara sinkaflı sözlerle hakaret ettikleri, yurt binasının camlarını ve koridorda bulunan akvaryumu kırdıkları anlaşıldığından kamu malına zarar verme, kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret ve tehdit suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suça sürüklenen çocuklar hakkında aynı olaya ilişkin mala zarar verme suçundan ikinci bir kamu davasının bulunduğunun ve halen derdest olduğunun anlaşılması karşısında; mükerrer yargılamaya engel olmak amacıyla bu dosyanın getirtilerek incelenmesi; halen derdest olduğunun anlaşılması durumunda dosyaların CMK’nın 8. ve devamı maddeleri uyarınca birleştirilerek suça sürüklenen çocukların hukuki durumlarının takdir edilmesi, aksi takdirde mükerrer davanın reddine karar verilmesi gerektiği hususunun gözetilmemesi,
2- Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliği’nin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- 5271 sayılı CMK’nın gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafiye Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinden ayrık olarak “Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafii ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife” gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek meblâğ yargılama giderlerinden olmayıp Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocukların adaletin selameti gerektiriyorsa mahkemece görevlendirilecek bir avukatın yardımından “para ödemeksizin” yararlanabilmeleri hakları bulunduğu gözetilmeden, zorunlu müdafiye ödenen ücretin yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuklara yükletilmesi,
4- Hakaret suçunun seçimlik ceza öngördüğü ve hapis cezasının tercih edildiği nazara alındığında; hükmolunan hapis cezasının TCK’nın 50/2 maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca hakaret suçu bakımından sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 01/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.