Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/18851 E. 2015/6054 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/18851
KARAR NO : 2015/6054
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2015/306155
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2014
NUMARASI : 2014/223 (E) ve 2014/371 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’nın 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski hale getirme talebinin reddine ilişkin verdiği 22.05.2015 günlü ek kararın hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilip bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede, sanığın yokluğunda verilen mahkûmiyet hükmünün, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilerek kesinleştirildiği, ancak; bu adrese daha önce yöntemine uygun tebligat yapılmamış olması nedeniyle, sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve sanığın kararı öğrenme üzerine yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
Sanığın, www.sahibinden.com isimli internet sitesinde telefon satışı için ilan verdiği, ilanı gören katılanların sanık ile suç tarihlerinde irtibata geçtikleri ve söz konusu telefonların satımı hususunda anlaştıkları, bunun üzerine katılan Erkan’ın, sanık tarafından telefonun kargoya verildiğine dair barkodu görmesi üzerine sanığa ait ……………….. hesabına 1000 TL para gönderdiği, sanığın bu parayı çekmesine rağmen, kısa bir süre sonra tekrar kargo şubesine gelerek gönderilmek üzere daha önce verdiği kargoyu geri alarak katılan Erkan’a telefon göndermediği, yine katılan Abdullah’ın telefon bedeli olarak sanığa ait PTT posta çeki hesabına 1.100 TL para gönderdiği, sanığın bu parayı çekmesine

rağmen katılan Abdullah’a telefonu göndermediği, sanığın bu şekilde hileli eylemlerle katılanlardan menfaat temin ettiği, sanık savunması, katılan beyanları, posta çek hesabı, havale makbuzu, banka dekontu ve fotoğraflar ile tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, katılanlara karşı ayrı ayrı nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-g bendinde düzenlenen “Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek somut olayda uygulama yeri bulunmayan 158/1-f bendi uyarınca fazla cezaya hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkındaki hükmün kesinleştirilerek infaza verildiği anlaşıldığından İNFAZIN DURDURULMASINA, bu suç nedeniyle infaz kurumunda bulunan sanığın SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 04.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.