Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/15647 E. 2015/7580 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15647
KARAR NO : 2015/7580
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2013/158561
MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2012/631 (E) ve 2013/151 (K)
SUÇ : Mala zarar verme, hakaret
SUÇ TARİHİ : 26/06/2012

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Cezaevinde hükümlü olan sanığın müdür odasında cezaevi savcısına “sizin adaletinizin a… koyarım” dediği ve daha sonra koğuşundaki camı kırdığı iddia ve kabul edilen somut olayda;
1- Mala zarar verme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanığın koğuş camını kırdığı anlaşıldığından mala zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 50/1-b maddesine göre; kısa süreli hapis cezasının, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesi tedbirine çevrilebileceğinin hüküm altına alındığı, aynı Kanunun, malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen 168. maddesinde, failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmî geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşamasında dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı Kanun’un 50/1. maddesinde hapis cezasına seçenek yaptırımlar arasında gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbirine dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, böyle bir uygulamanın mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanıma olacakken, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında verilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50/1-b maddesi uyarınca mağdurun uğradığı zararın giderilmesi tedbirine dönüştürülmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Hakaret suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne gelince;
Sanığın, cezaevi savcısına görevinden dolayı tahkir edici sözler söylediği anlaşıldığından hakaret suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a) Sanığın hakaret suçunu aleni olmayan cezaevi müdürünün odasında işlemesine karşın, TCK’nın 125/4. maddesi uyarınca cezada artırım yapılmak suretiyle fazla ceza belirlenmesi,
b) TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.