YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15327
KARAR NO : 2016/225
KARAR TARİHİ : 13.01.2016
Tebliğname No : 6 – 2013/354229
MAHKEMESİ : Karabük Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2013/76 (E) ve 2013/114 (K)
SUÇ : Haberleşme özgürlüğünün engellenmesi, kasten yaralama, hakaret, mala zarar verme, tehdit
SUÇ TARİHİ : 10/03/2013
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanıklardan M.. A.. hakkında hakaret, diğer sanık H.. U.. hakkında ise iki katılana karşı işlenen kasten yaralama, katılan Mustafa’ya karşı işlenen mala zarar verme, hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar Hasan ve Mehmet’in yanlarında tanık olarak dinlenen Tolga ve Serkan ile beraber araçları ile seyir halindeyken katılanlar Fahrettin ve Mustafa’nın aracına arkadan çarptıkları, kaza üzerine araçtan inen ve 195 promil alkollü olduğu tespit edilen sanık Mehmet’in, katılan Mustafa’ya “siz nasıl araba kullanıyorsunuz, hiç sinyal vermiyor musunuz, pezevenk” diye hakaret ettiği, Mustafa’nın polisi arayalım diyerek telefonuna davranması üzerine sanıkların, katılanın polisi aramasını engellemek amacıyla Mustafa’nın elindeki telefonu aldıkları, katılanı araçtan indirip beraberce darp ettikleri, diğer katılan Fahrettin’in de tarafları ayırmak isterken sanık Hasan’dan yumruk yediği, Mustafa’nın tekrar araca binip kapıyı kapatmaya çalıştığı esnada sanık Mehmet’in elinin kapıya sıkışarak yaralandığı, bunun üzerine sanık Hasan’ın Fahrettin’e ait aracın sol dış aynasını kırdığı, hiçbir aşamada zararı gidermediği, tarafların her birinin basit tıbbi müdahale ile iyileşecek şekilde yaralandığı olayda, sanıkların şikayetçi olmaması ile katılanlar hakkındaki kasten yaralama suçları nedeniyle düşme kararı verildiği, katılandan polisi aramaması için alınan telefonun arbede esnasında yere düştüğü, kendilerine ait olduğu zannıyla tanık Tolga tarafından olay yerinden alınan ancak kendilerinin olmadığını anlamaları üzerine telefonun karakolda polislere teslim edildiği, tarafların karakolda ifade verecekleri esnada sanıklardan Hasan’ın Mustafa’ya şikayetçi olmayın, anlaşalım demesi üzerine, bunu kabul etmeyen katılana bir yumruk attığı ve “Seni öldüreceğim” diyerek el işareti ile tehdit ettiği anlaşıldığından hakaret, tehdit, yaralama, mala zarar verme suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA;
2-Sanıklar M.. A.. ve H.. U.. hakkında; haberleşmenin engellenmesi suçundan kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
Sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suç tarihinde trafik kazasının meydana gelmesinden sonra çıkan tartışma sonucunda katılanların görevlileri aramasına engel olmak için telefonlarının alındığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle katılanların o anda durumu görevlilere ihbar etmek amacıyla telefonlarının alınarak karakola teslim edilmesinden ibaret sanıkların eylemlerinde haberleşme hattına görüşmeyi engelleyecek şekilde bir müdahalede bulunulmaması nedeniyle unsurları itibariyle oluşmayan haberleşmenin engellenmesi suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de; TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/01/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.