Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/15107 E. 2015/6177 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15107
KARAR NO : 2015/6177
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Tebliğname No : 5 – 2013/158029
MAHKEMESİ : Ödemiş 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2013
NUMARASI : 2013/82 (E) ve 2013/198 (K)
SUÇ : 13/04/2007
SUÇ TARİHİ : Nitelikli mala zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde Ş.. D.. isimli arkadaşının 6136 sayılı Yasaya muhalefet etmek suçundan dolayı gözaltına alındığını ve üzerinde ele geçirilen silahla birlikte Ö.. İlçe Emniyet Müdürlüğüne getirildiğini duyan sanık H.. Ö..’un adı geçen arkadaşını görmek amacıyla Ö.. İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına geldiği burada arkadaşının koridorda bekletilmekte olduğunu gören sanığın arkadaşına refakat eden Ç.. E.. isimli polis memuruna arkadaşının üzerinden ele geçen ruhsatsız silahı kastederek “silah benim, silahı ben alacağım” dediği, şikayetçi Ç.. E..’in sanığı sakin olması hususunda uyardığı ancak sanığın bu uyarıya rağmen sakinleşmediği ve elini yumruk yaparak adı geçen şikayetçinin üzerine yürüdüğü, bunun üzerine şikayetçi Ç.. E..’in sanığa müdahale ederek onu karakol binasından çıkarmaya çalıştığı, ancak bu sırada karakol binasının kaymakamlık tarafına bakan giriş kapı camına yumruğu ile vuran sanığın söz konusu camın kırılmasına sebebiyet verdiği, bilahare eline aldığı cam parçasını şikayetçiye doğrultarak “üzerime gelmeyin, kendimi öldürürüm” diye bağıran sanığın ancak o sırada karakolda bulunan diğer polis memurlarının olay yerine gelerek kendisine müdahale etmesi üzerine etkisiz hale getirilebildiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı “görevini yaptırmamak için direnme” ve “nitelikli zarar verme” suçlarını işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
1-Sanık hakkında “görevi yaptırmamak için direnme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunmasına, şikayetçi beyanına, 13/04/2007 tarihli olay tutanağı ile aynı tarihli görev belgesi içeriklerine ve tüm dosya kapsamına göre; sanık H.. Ö..’un suç tarihinde Ö.. İlçe Emniyet Amirliğinde görev yapmakta olan polis memuru Ç.. E..’in yerine getirdiği adli görevin ifasına engel olmak amacıyla adı geçen şikayetçiye karşı cebir ve tehdit içeren eylemlerde bulunduğu anlaşılmakla sanığın atılı görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyetine yönelik kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanık hakkında “nitelikli mala zarar verme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kabule göre de;
a-Sanığın 23/02/2008 tarihli mahkeme oturumunda alınan ifadesinde “…emniyetin camını da ertesi gün kendim taktırdım” şeklinde beyanda bulunması karşısında; sanığın bu beyanının doğru olup olmadığı ve suça konu eylem ile sebebiyet verdiği kamu zararını giderip gidermediği hususunun ilgili kurumdan sorulmak suretiyle araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde karşılığını bulan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,
b-5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmiş durumunda açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ilk hükümde nitelikli mala zarar verme suçundan hüküm kurulurken maddi hata yapılarak 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapıldığı sırada 10 ay hapis cezası yerine 5 ay hapis cezasına hükmedildiğinden bahisle 5 ay hapis cezası yerine 10 ay hapis cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.