Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/14309 E. 2015/6560 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14309
KARAR NO : 2015/6560
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2011/146625
MAHKEMESİ : Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/01/2011
NUMARASI : 2008/104 (E) ve 2011/8 (K)
SUÇ : Nitelikli hırsızlığa teşebbüs, nitelikli mala zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında ve karar metninde suça sürüklenen çocuklardan sanık olarak bahsedilmesi ve yine 01/05/2007 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 02/05/2007 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hatalar olarak görülmüştür.
Suç tarihinde sanık C.. Ç.. ile suça sürüklenen çocuklar M.. B.., F.. K.. ve V.. K..’un Van İli, …………r İlçesinde bulunan …… Köyü İlköğretim Okulu yanındaki, mülkiyeti katılan Van T.. M..ne ait olan telefon direklerinden yaklaşık 200 metre uzunluğundaki haberleşme kablolarını çalmak amacıyla kestikleri, yapılan ihbar üzerine olay yerine intikal eden………. Jandarma Komutanlığı görevlilerinin adı geçen sanık ve suça sürüklenen çocukların ellerindeki balta ile, daha önceden kesmiş oldukları kabloların plastik yüzeylerini soyduklarını tespit ettikleri, jandarmanın gelmesi üzerine olay yerinden kaçan sanık ve suça sürüklenen çocuklardan sanık C.. Ç.. ile suça sürüklenen çocuklar F.. K.. ve V.. K..’un yapılan kesintisiz takip neticesinde yakalandıkları, suça sürüklenen çocuk M.. B..’ın ise bilahare jandarma karakoluna müracaat ederek teslim olduğu, bu olay nedeni ile gözaltına alınan suça sürüklenen çocukların karakolda bulundukları sırada kendilerini yakalayan kolluk görevlilerine bu şekilde çaldıkları malzemeleri sanık C.. Y..’a sattıklarını söyledikleri, suça sürüklenen çocukların bu beyanlarından söz konusu hırsızlık eylemini adı geçen sanığın azmettirmesi ile gerçekleştirdiklerinin kabul edildiği, meydana gelen bu olay nedeniyle katılan kurumun yaklaşık 5.669,14 TL maddi zararın oluştuğu, bu şekilde sanıklar C.. Y.. ve C.. Ç.. ile suça sürüklenen çocuklar M.. B..,

F.. K.. ve V.. K..’un üzerlerine atılı “nitelikli hırsızlığa teşebbüs” ve “nitelikli mala zarar verme” suçlarını işlediklerinin iddia edildiği somut olayda;
1-Suça sürüklenen çocuk M.. B.. hakkında üzerine atılı “nitelikli hırsızlığa teşebbüs” ve “nitelikli mala zarar verme” suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin, suça sürüklenen çocuk V.. K.. hakkında üzerine “nitelikli hırsızlığa teşebbüs” ve “nitelikli mala zarar verme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik adı geçen suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı yasa ile suça sürüklenen çocuklara atfedilen suçlardan “nitelikli mala zarar verme” suçuna ilişkin olarak 5237 sayılı TCK’nın 152. maddesinde yapılan değişikliğin niteliği de göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmede;
Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk V.. K.. ile yine suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk M.. B..’ın, üzerlerine atılı “nitelikli hırsızlığa teşebbüs” ve “nitelikli mala zarar verme” suçlarının gerektirdiği cezaların miktar ve nevi itibariyle, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 66/2. maddelerine göre hesaplanan sırasıyla 6 yıl ve 7 yıl 12 aylık kesintili dava zamanaşımı sürelerinin karar tarihi ile inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuklar M.. B.. ve V.. K.. hakkında kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
2- Sanık C.. Y.. hakkında “nitelikli hırsızlığa teşebbüs” ve “nitelikli mala zarar verme” suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunmasına, suça sürüklenen çocukların beyanlarına, tanık anlatımlarına, 01/05/2007 tarihli suçüstü tutanağı içeriği ile tüm dosya kapsamına göre; adı geçen sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair davaya konu olay nedeni ile gözaltına alınan suça sürüklenen çocukların kendileri ile mülakat yapan jandarma görevlilerine çaldıkları telefon kablolarını sanık Celalettin’e sattıkları yönündeki beyanları dışında herhangi bir delil bulunmadığı, kaldı ki suça sürüklenen çocukların aşamalardaki savunmalarında bu şekilde bir beyanda bulunmadıklarını ve adı geçen sanığa herhangi bir şey satmadıklarını beyan ettikleri, sanığın da alınan ifadelerinde üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği anlaşılmakla; sanık C.. Y..’ın üzerlerine atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak ve mahkumiyetine yeterli delil bulunamadığından bahisle verilen beraat kararlarında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya

kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
3- Sanık C.. Ç.. ve suça sürüklenen çocuk F.. K.. hakkında üzerlerine atılı “nitelikli mala zarar verme” ve “nitelikli hırsızlığa teşebbüs” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik katılan vekili, sanık C.. Ç.. ve suça sürüklenen çocuk F.. K.. müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a- Sanık C.. Ç.. hakkında kurulan hükümlere yönelik olarak;
Sanık savunmasına, suça sürüklenen çocukların beyanlarına, tanıklar M. K., K. K. ve C. C.’in anlatımlarına, 01/05/2007 tarihli suçüstü tutanağı içeriği ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın olay tarihinde suça sürüklenen çocuklarla birlikte çalmak üzere kestikleri haberleşme kablolarının plastik yüzeylerini balta ile soyduğu sırada olay yerine intikal eden jandarma görevlileri tarafından yakalandığı anlaşılmış olup; bu eylem nedeniyle sanığa yüklenen “nitelikli mala zarar verme” ve “nitelikli hırsızlığa teşebbüs” suçlarının konusunun aynı olması, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 30.10.2014 tarih, 2014/40-453 sayılı kararı da nazara alındığında; sanık C.. Ç..’in suça konu haberleşme kablolarının kesilip çalınması sırasında zorunlu olarak söz konusu kablonun aynına da zarar verdiğinin tespit edilmiş olması karşısında, adı geçen sanığın eylemlerinin bir bütün halinde hırsızlık suçunu oluşturacağı ve buna göre sanık hakkında hırsızlık suçundan hükmedilecek cezanın da alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tayin edilebileceği gözetilerek sanığın hukuki durumunun bu bilgiler ışığında yeninden saptanmasının gerektiği gözetilmeden değerlendirilmede yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- Suça sürüklenen çocuk F.. K.. hakkında kurulan hükümlere yönelik olarak;
UYAP sisteminden temin edilen 11/11/2015 tarihli nüfus kayıt örneğine göre suça sürüklenen çocuk F.. K..’ın hüküm tarihinden sonra 22/09/2015 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, adı geçen suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun buna göre tayininde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, sanık C.. Ç.. ve suça sürüklenen çocuk F.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.