Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/13901 E. 2015/7258 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13901
KARAR NO : 2015/7258
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Tebliğname No : 5 – 2013/41953
MAHKEMESİ : Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2012
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, kamu malına zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikayetçi kolluk görevlilerinin şikayet üzerine olay yerine intikal ettikleri, burada 5-6 kişilik bir grubun alkol almak suretiyle çevreye rahatsızlık verdiğini gördükleri, grubu dağılmaları yönünde uyardıkları, ancak grubun dağılmamakta direndiği ve grup içerisinde bulunan sanıkların görevli kolluk personeline hitaben “o…çocukları, siz bize karışamazsınız, ananızı sinkaf ederiz, devletin köpekleri” gibi sözlerle hakaret ettikleri, polisin müdahalesi üzerine dağılmaya başlayan grup içerisinde yer alan sanık S. D.’ın eline geçirdiği bir cam parçasını polislerden S.. K..’e doğru savurduğu ve elinde kesi meydana getirmek suretiyle basit tıbbi müdahale ilse giderilebilir ölçüde yaraladığı, ayrıca olay yerine intikal eden resmi polis araçlarına tekme ve taş ile vurulması suretiyle zarara uğratıldığı iddia ve kabul olunan olayda;
Hakkında kamu malına zarar verme suçundan açılmış kamu davası bulunduğu halde sanık B.. K.. hakkında bu suçtan dolayı herhangi bir karar verilmemiş ise de, zamanaşımı süresi içerisinde bu hususta karar verilmesi mümkün görülmüştür.
A) Sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizen incelenmesinde;

Sanıkların aktif direnme eylemini birden çok kamu görevlisine karşı gerçekleştirmiş olması karşısında haklarında 5237 sayılı TCK 43/2. maddesinin uygulanmamış olması, sanıklardan S.. D..’ın bu suçu 5237 sayılı TCK’nın 6/1-f bendi uyarınca silahtan sayılan cam parçası ile işlemiş olması karşısında hakkında hakkında TCK 265/4. maddenin uygulanmamış olması ve sanıkların hakaret suçunu alenen işlediklerinin anlaşılmış olması karşısında haklarında TCK 125/4. maddesinin uygulanmamış olması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen ve dairece düzeltilen husus dışındaki hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması ve ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı uyarınca, TCK’nın 53/1-b maddesindeki “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” yoksun bırakılma düzenlemesinin iptal edilmiş olması karşısında; bu hususlar,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin (c) bendinin hükümden çıkartılarak yerine “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi ve TCK’nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

B) Sanık S.. D.. hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizen incelenmesinde;
Sanığın aşamalarda istikrar gösteren ifadesinde atılı suçu kabul etmemiş olması, kolluk görevlileri tarafından tutulan 22.02.2012 tarihli tutanak içeriğinden ve şikayetçi polis memurları A.. C.. ve L.. C..’ın soruşturma evresinde vermiş oldukları ifadelerden ekip otolarına taş atan ve zarar verenlerin kimliklerinin tespit edilememiş olduğunun beyan edilmiş olması, sanık S.. D..’ın görevli polis memuruna doğru savurarak yaralanmasına sebebiyet verdiği cam parçasının bir apartman kapısına ait cam parçası olduğu dosya kapsamından anlaşılması karşısında; sanık hakkında kamu malına zarar verme suçu bakımından, atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden oluşa uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.