Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/13877 E. 2015/3952 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13877
KARAR NO : 2015/3952
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikâyetçinin Ankara Büyükşehir Belediyesinde otobüs şoförü olarak çalıştığı, olay günü sevk ve idaresindeki … plaka sayılı belediye otobüsü ile Sezenler Caddesi üzerinde bulunan otobüs durağına doğru manevra yapmaya çalışan şikâyetçinin, bu sırada olay mahallinde bulunan ve … plaka sayılı aracı kullanan sanığın engel olması nedeniyle aracını durağa yaklaştıramadığı, bu olay nedeniyle şikâyetçi ve sanığın sözlü olarak tartıştıkları, tartışmanın devamında sanığın aracından inerek otobüsün açık olan pencere camından şikayetçiye doğru yumruk salladığı, ancak şikayetçinin kendisini sakınması nedeniyle sanığın şikayetçiye vurmayı başaramadığı, bunun üzerine ikinci bir yumrukla mülkiyeti Ankara Büyükşehir Belediyesine ait olan … plaka sayılı otobüsün kelebek camını kıran sanığın, bilahare aracına binerek olay yerinden uzaklaştığı ve bu şekilde sanığın üzerine atılı kasten yaralamaya teşebbüs ve nitelikli mala zarar verme suçlarını işlediğinin iddia edildiği somut olayda; sanık savunmasına, şikayetçi beyanına olay yeri krokisi ve görgü tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın üzerine atılı suçlardan mahkumiyetine yönelik kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Şikayetçinin Ankara Büyükşehir Belediyesinde otobüs şoförü olarak çalıştığı ve yerine getirdiği kamusal faaliyet nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 6/1-c maddesi uyarınca kamu görevlisi olduğu, sanığın şikayetçiye yönelik kasten yaralamaya teşebbüs eylemini şikayetçinin üstlendiği kamusal görevi yerine getirdiği sırada gerçekleştirdiği anlaşılmış olup, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 86/3-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, kabule göre de; sanık hakkında kasten yaralamaya teşebbüs suçundan uygulama yapılırken 5237 sayılı TCK’nın 86/2. maddesi gereğince temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesine karşın aynı Kanun’un 50/2. maddesi hükmü gereğince hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraat ve mahkumiyete ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 10/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.