Yargıtay Kararı 23. Ceza Dairesi 2015/12362 E. 2015/7499 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12362
KARAR NO : 2015/7499
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2013/163579
MAHKEMESİ : Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2013
NUMARASI : 2012/220 (E) ve 2013/84 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 22/05/2006-22/06/2010

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, 2010 yılında meydana gelen ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamı dışında kalan don afeti nedeniyle zarar gören çiftçilere yönelik telafi edici destek ödeme yapılmasına ilişkin yayınlanan Bakanlar Kurulu kararına istinaden, Y. İlçe Tarım Müdürlüğü’ne başvurarak, Y. ilçesi Tecirli Köyü’nde bulunan kendisine ait 375 nolu parseldeki 40 dönümün kayısı bahçesi olduğunu beyan ederek don afeti desteği aldığı, ancak yapılan kontroller sonucunda sanığın aynı parsel için 2006 yılında buğday ekili olduğunu bildirdiği, yerinde yapılan incelemede de söz konusu parselin 30 dönümünün kayısı bahçesi, geri kalanın ise boş tarla olduğunun tespit edildiği, sanığın bu şekilde usulsüz olarak destekleme ücreti almak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;
2010 yılında don afet desteği almak için sanık tarafından yapılan bildirim içeriğinin gerçek olup olmadığının katılan kurumda bulunan ve daha önceki tarihlerde aynı parsel için verilen çiftçi kayıt sisteminde ki belgelerden kolaylıkla kontrol edilebileceği, tereddüt halinde ise yerinde yapılacak basit bir inceleme sonucunda söz konusu parselde ne kadar kayısı ağacının ekili olduğunun tespit edebilmesinin mümkün olduğu, kaldı ki “Tabi Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkındaki Yönetmeliğinin” 10. vd maddelerinde meydana gelen zararın Hasar Tespit Komisyonunca yerinde tespitini zorunlu kılındığı, dolayısıyla sanık tarafından bu şekilde bildirim yapılmasının katılan kurum görevlilerinin denetim olanağını ortadan kaldırmayacağının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin aldatma özelliğinden yoksun olması nedeniyle hile boyutuna ulaşmadığı, bu nedenle dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığından sanık hakkında verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 02/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.