Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2020/910 E. 2020/3993 K. 03.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/910
KARAR NO : 2020/3993
KARAR TARİHİ : 03.03.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 30/03/2014 tarihi itibarı ile tüm hak, alacak ve borçları ile davalı … Başkanlığına bağlanan Karayılan Belediyesi’ne bağlı iş yerinde alt işverenler nezdinde çalıştığını, iş aktinin işin bitimi gerekçe gösterilerek haksız ve bildirimsiz şekilde feshedildiğini beyanla, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücret alacakları ile kadrolu işçilerle aynı işte çalıştığı halde alt işveren işçisi olması nedeniyle eksik ödeme yapılmasından kaynaklı olarak eşit işe eşit ücret ilkesi gereğince fark ücret alacaklarına hükmedilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunmuş davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2017/13275 esas ve 2018/15204 karar sayılı ilamı ile davalı ile hizmet alımı yapılan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı konusunda usulünce araştırma yapılarak sonucuna göre yeniden hüküm kurulması için bozma kararı verilmiştir.
Mahkeme tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde bilirişi ek raporu doğrultusunda kısmen kabul kararı verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında; davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödendiği varsayılır.
Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının Karayılan Belediye Başkanlığı’nda çalıştığı, ilgili Belediyenin kapatılması üzerine tüm hak ve borçları ile davalı …’na bağlandığı anlaşılmıştır. Mahkemece; davacının fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının hesaplanmasında, davacı tanık beyanlarının esas alındığı bilirkiş raporu hükme esas alınarak taleplerin kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Bu dava ile aynı dönemlerde açılan bir çok işçilik alacağına ilişkin dava olduğu, dosyaların birçoğunda hesaplamalarının tespitinde yeterli bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Aynı dönem açılan farklı meslek ve görevde çalışmış olan kapatılan Belediye işçilerinin davalarında hep aynı tanıkların dinlendikleri anlaşılmaktadır. Bu tanıkların tüm dava açan işçilerin tamamının görev yerlerini çalışma gün ve saatleri itibariyle çalışma düzenlerini hesaplamaya esas alacak kadar bilmeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Hesaplamaya esas alınan tanık beyanlarının, davacının mesleği, belediyenin ilgili alandaki hacmi, bu beyanların belediye iş yükü ve ihtiyacına uygunluğu araştırılmamıştır. Belediyenin malzeme, araç ile aynı alanda çalışan personel sayısı da dosya kapsamı itibariyle tespit edilememektedir. Mahkemece; gerekli araştırmalar yapılarak; davacının, özellikle ve öncelikle çalışma sisteminin yukarıda belirtilen yazılı kriterler doğrultusunda belirlenip, davacı taleplerinin neticeye göre yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacının kapatılan belediye çalışanı olduğu da gözetildiğinde, dinlenen tanıkların davacı ile aynı belediye bünyesinde, özellikle de; aynı meslek ve aynı çalışma düzeninde çalışmalarının olup olmadığının belirlenmesi ve iş bu tanıkların hizmet sürelerinin davacı ile aynı dönemi kapsayıp kapsamadığı da, davacının taleplerinin ispatı noktasında önem arz etmektedir. Bu durumda yukarıda belirtilen yapılması gerekli araştırmaların yanında yine; tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süreler ile bağlı kalınmak suretiyle; davacının fazla çalışma alacağı konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmelidir. Zira tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma düzeni, ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir.
Talep edilen ulusal bayram ve genel tatil alacakları, hafta tatili alacakları ile fazla mesai alacaklarının, yukarıdaki yazılı niteliklere göre belirlenirken tanıkların davalı aleyhine dava açma durumu, dava sebebi ile menfaat ortaklıkları, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarınında ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim söz konusu alacaklarda ispat yükümlüsü davacıdır.Dairemizin emsal mahiyetindeki dosyalarında da aynı doğrultuda bozma kararları verilmiş olup,mahkemece açıklanan yönlerden araştırma yapılmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
3-Kabule göre ise; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmesine karşın gerekçeli karar içeriğinde hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğuna dair önceki karardan kalma ibarelerin çıkartılmadığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar neticede hizmet alım sözleşmelerine göre davalı Belediyenin asıl işveren olduğu ifade edilmiş ise de önceki karardan kalan paragraf nedeniyle karar kendi içinde çelişkili görülmektedir.Bu hususun gözetilmemesi ise hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.