YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/566
KARAR NO : 2020/3037
KARAR TARİHİ : 20.02.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 11,12,13 ve 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı, ilave tediye farkı ve akdi ikramiye farkı alacaklarının ödenmediğini öne sürerek ücret farkı, ilave tediye farkı ve akdi ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı kurumda vasıfsız işçi olarak çalışmaya başladığını, bilahare daimi kadroya geçirildiğini, Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden tam olarak yararlandırıldığını, alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemenin kısmen kabul kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce hükmün araştırmaya yönelik bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda topalan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davalı işveren vekilince temyiz dilekçesinde, davacının 03.06.1999 tarihinden önce Toplu İş Sözleşmelerinin tarafı sendikaya üye olmadığı ve 2009/1 döneminde 43,56 TL olan yevmiyenin bilirkişi raporunda 41,32 TL olarak, 2009/2 döneminde ise 45,96 TL olan yevmiyenin bilirkişi raporunda 45,46 TL olarak dikkate alındığından söz edilmiş ise de; Bölge Adliye Mahkemelerince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmasına karşın davalının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenen istinafa başvuru dilekçesinde belirtilen sebepleri istinaf sebepleri arasında bildirmediği gibi bozma ilamı öncesi yapılan temyiz başvurusunda da açıklanan itirazlara temyiz sebebi olarak yer verilmediği, açıklanan nedenler ile Dairemizce uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre değerlendirme yapılarak kararın bozulduğu anlaşıldığından, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının davalıya ait işyerindeki çalışma süresinin doğru belirlenip belirlenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemece bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporunda, Toplu İş Sözleşmeleri’nin ücret zammına ilişkin 40. maddesinde, “Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük tarihinden önce işe girip, taraf işçi sendikasına üye olan mevsimlik işçilerden bu maddenin B ve C fıkralarında belirtilen 6 aylık dönemlerden birinde veya birkaçında iş veya mevsim şartları nedeniyle hizmet akdi askıda bulunan işçilere bundan sonra işe başladıkları dönemde verilecek çıplak yevmiyeler son çıplak yevmiyesi üzerine hizmet akdinin askıda bulunduğu 6 aylık dönemde veya dönemlerde uygulanan zamları da dikkate alınarak belirlenir, yapılacak uygulama nedeniyle geriye doğru herhangi bir fark ödenmez. “ düzenlemesi olduğu, davacının çalışmadığı dönemlerde iş sözleşmesinin askıda olması nedeniyle çalışmadığı dönemler için ücret zamlarının eklenmesinde sıkıntı olmadığı kabul edilmiş ise de; davalı yan, bozma sonrası alınan bu ek rapora itiraz dilekçesinde, 1997 ve 1998 tarihlerinde işçinin davet edildiği halde işe gelmediğini dolayısıyla iş sözleşmesinin askıda olmadığını, sonlandığını savunmuş olup bu hususa dair tutulan tutanakları sunmuştur. Davalı tarafından tutulan 01.12.1997 tarihli tutanakta, 23.06.1997 tarihinde iş sözleşmesi askıya alınan tüm işçilerin 01.10.1997 tarihinde işe davet edilmiş olup davacının başvurmaması nedeniyle iş sözleşmesinin münfesih sayıldığı; 27.04.1998 tarihli tutanakta 23.06.1998 tarihinde iş sözleşmesi askıya alınan tüm işçilerin 31.03.1998 tarihinde işe davet edilmiş olup davacının başvurmaması nedeniyle iş sözleşmesinin münfesih sayıldığı belirtilmiştir.
Mahkemece bu tutanaklara itibar edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken tutanaklar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.