YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/438
KARAR NO : 2020/2787
KARAR TARİHİ : 18.02.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde aylık brüt 8.450 TL ücretle çalıştığını, hafta içi 08.00-21.00, cumartesi günü ise 08.00-12.00 saatleri arasında yoğun mesai düzeninde çalışmasına rağmen fazla çalışma ücretinin ödenmediğini beyan ederek fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı işverenin Tire’de bulunan işyerinde Satış Müdürü, Manisa’daki işyerinde ise İş Geliştirme Müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğunun kararlaştırıldığını, davacının üst düzey yönetici olduğunu, ayrıca satışta çalışanlara performans primi ödendiğini savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın Dairemizce, “prim ile fazla çalışma ücretinin birbirinden farklı kavramlar olduğu, davacıya prim ödenmesinin, fazla çalışma ücretine yönelik talebin reddini gerektirmediği, bununla birlikte davacının davalıya ait iki ayrı işyerinde iki farklı görev yaptığının ileri sürüldüğü, her iki işyeri yönünden davacının ifa etttiği görevin ne olduğu, görev tanımı, davacıya fazla çalışma konusunda emir ve talimat veren bir başka yöneticinin bulunup bulunmadığı gibi hususlar araştırılarak davacının üst düzey yönetici olarak çalışıp çalışmadığının açıklığa kavuşturulası gerektiği; davacının üst düzey yönetici olmadığı kanaatine varıldığı takdirde ise, tarafların yapılan işin niteliği, günlük çalışma süresinin başlangıcı ve bitişi, işin fazla çalışma yapılmasını gerektirip gerektirmediği, davacının çalışma süresi içinde şehir dışına çıkıp çıkmadığı, davacının ofis dışında geçirdiği süre gibi fazla çalışmaya yönelik tüm iddia ve savunmalarının iki ayrı işyeri yönünden ayrı ayrı ele alınarak ve tanık anlatımlarına, tanıkların davacı ile birlikte görev yaptıkları süre ile sınırlı olarak itibar edilebileceği de dikkate alınarak fazla çalışma yapıp yapmadığının belirlenmesi gerektiği, bu belirleme sırasında davacının şehir dışında geçirdiği sürelerin fazla çalışma hesabında dikkate alınmasının mümkün bulunmadığı, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde bulunan fazla çalışma ücretinin aylık brüt ücrete dahil olduğu yönündeki düzenlemenin de göz ardı edilmemesi gerektiği” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Mahkemece bozma doğrultusunda araştırma yapılarak davacının Tire’de satış müdürü/satış sorumlusu olarak çalıştığı dönemde fazla çalışma yaptığı sonucuna ulaşılarak hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Önceki bozma kararında da belirtildiği gibi, prim ile fazla çalışma ücreti birbirinden farklı kavramlardır. Bu ikisi arasındaki bağ, sadece fazla çalışma ücretinin hesabında ortaya çıkabilir. Dairemiz uygulamasına göre, işçiye, garanti ücrete ilaveten, bahşiş, parça başına, satışa, sefer başına ya da kilometreye bağlı olarak prim ödemesi usulünün öngörüldüğü çalışma biçimlerinde, fazla çalışma ücreti hesaplamasında, temel ücretin, garanti ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak; prim üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak; garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise normal şekilde (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak sonuca gidilmeli; kotaya bağlı prim ödemesinin söz konusu olduğu hallerde ise sadece garanti ücret üzerinden (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak fazla çalışma ücreti belirlenmelidir. Davacının gerek son dönem gerekse geçmiş dönemler yönünden hangi tür prim aldığı belirlenmeli, açıklanan ilke ve esaslara göre fazla çalışma ücreti hesaplanması gerektiği göz ardı edilmemelidir. Bozmaya uyulmakla, bozma doğrultusunda karar verme yükümlülüğü doğar. Mahkemece, bu hususta eksik inceleme yapılması yerinde görülmediğinden, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, fazla çalışma ücretinin hesabında, işçinin fazla çalışmanın yapıldığı dönemdeki ücreti dikkate alınır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücretinin hesaplanması sırasında dikkate alınan 2008-2012 yılları arasındaki ücret miktarları hatalıdır. Dosya kapsamında davacının geçmiş döneme ait bordroları bulunmaktadır. Geçmiş dönem ücret bordrolarının varlığına rağmen, asgari ücretin son ücrete oranı yapılmak suretiyle, farazi şekilde önceki dönem ücretlerinin belirlenmesi isabetsizdir.
Mahkemece açıklanan ilke ve esaslar gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.