Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2019/5722 E. 2019/15582 K. 09.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5722
KARAR NO : 2019/15582
KARAR TARİHİ : 09.09.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Davacı vekili, müvekkilinin yapmış olduğu fazla çalışmalara ilişkin ücretinin ödenmediğini beyanla fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekillinin temyizi üzerine Dairemizin 04.03.2019 tarihli, 2017/20532 esas – 2019/4920 karar sayılı ilamıyla, davacının fazla çalışma yaptığını başka deliller ile ispat edememiş olması durumunda husumetli tek tanık beyanına itibarla fazla mesai talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, dinlenen davacı tanığı hakkında yalan tanıklık suçuna ilişkin soruşturma başlatıldığına ilişkin bir delil olmadığı ve davacı tanığının daha önce işyerinde çalıştığından çalışma koşullarına bilen kişi olduğu ve tanıklık yaptığı dönemde işyerinde çalışmadıklarından herhangi bir baskı altında kalmadan ya da kalma endişesi taşımadan beyanda bulunduğu da dikkate alınarak davacı tanığının beyanlarına itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Olaya uygulanacak mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na 6352 sayılı Kanunu’nun 40’ıncı maddesiyle eklenen geçici 2’nci madde uyarınca Dairemizin direnme kararını öncelikle inceleme yetki ve görevi olduğu anlaşılmakla yapılan inceleme sonucunda; davacı tanığına ait Dairemizin 2017/201362 esas – 2019/3829 karar sayılı ilamı uyarınca direnme kararı yerinde görüldüğünden, Dairemizin 04.03.2019 tarih ve 2017/20532 esas – 2019/4920 karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız ve gerekçesiz olarak davalı işveren tarafından feshedildiğini, fesih sonrası kıdem tazminatının ödendiğini,ancak davacının yapmış olduğu fazla çalışmalara ilişkin ücretinin ödenmediğini beyanla fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekillinin temyizi üzerine Dairemizin 04.03.2019 tarihli, 2017/20532 esas – 2019/4920 karar sayılı ilamıyla, davacının fazla çalışma yaptığını başka deliller ile ispat edememiş olması durumunda husumetli tek tanık beyanına itibarla fazla mesai talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, dinlenen davacı tanığı hakkında yalan tanıklık suçuna ilişkin soruşturma başlatıldığına ilişkin bir delil olmadığı ve davacı tanığının daha önce işyerinde çalıştığından çalışma koşullarına bilen kişi olduğu ve tanıklık yaptığı dönemde işyerinde çalışmadıklarından herhangi bir baskı altında kalmadan ya da kalma endişesi taşımadan beyanda bulunduğu da dikkate alınarak davacı tanığının beyanlarına itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararına karşı direnilmiştir.
Temyiz:
Direnme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, davacı işçinin fazla çalışma alacağına hak kazanıp kazanamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda davacının fazla mesai alacağı, tanık beyanına göre, davacının 08:00 – 18:00 ve 18:00 – 08:00 saatleri arasında haftanın 6 günü çalıştığı ve haftalık 18 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplanmış olup, Mahkemece dinlenen tek davacı tanığı olan …’ın davalı aleyhine davası bulunmaktadır. Davalı vekili ise; davacının gündüz 09:00 – 18:30 ve gece 19:00- 07:00 vardiyalarında; gündüz vardiyasında 12:00- 13:30 arası 1,5 saat öğle arası molası vererek gece vardiyasında ise 3,5 saat mola vererek çalıştığını beyan etmiştir. Dinlenen davacı tanığının davalı ile arasında husumet bulunmakta olup, başkaca delillerle desteklenmeyen husumetli tanık beyanına tek başına itibar edilemeyeceğinden , davacının fazla çalışma alacağının, davalı vekilinin davacının çalışma düzenine ilişkin beyanları dikkate alınarak ve günde 11 saate kadar olan çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saat ve daha fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olduğu kabul edilerek tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.