Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2019/3997 E. 2019/10377 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3997
KARAR NO : 2019/10377
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan …Genel Müdürlüğüne … …20. Bölge Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Davalı …Temyizi Yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre; hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarın toplamı 751,99 TL olup karar tarihi itibari ile 3.200,00 TL temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-Davacı Temyizi Yönünden;
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı …Genel Müdürlüğü’ne ait iş yerinde alt işveren nezdinde çalışmakta iken şantiyenin kapanması, işin bitmesi nedeniyle haksız olarak işten çıkarıldığını iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …Genel Müdürlüğünün, davacının kendi nezdinde değil işi ihale ettikleri firmada çalıştığını bu nedenle davacının işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının ödenmemiş alacağı olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kısmen kabulüne ve davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.06.2018 tarihli ilamı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı bozulmuş bozma ilamına uyulmasına karar veren Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili ile davalılardan …Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İhale makamının işçilik alacaklarından sorumluluğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 36. maddesinde, “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasına göre , işçilerin her hak ediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmeyeceği öngörülmüştür. Maddede sözü edilen ücret her hak ediş dönemi için “son üç aylık temel ücret” olarak değerlendirilmelidir.
Böyle olunca davalı …Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu 4857 sayılı İş Kanununun 36. maddesi uyarınca her hak ediş dönemde ücret alacağının son üç aylık kısmını aşmamak üzere belirlenmeli ve sonucuna göre ücret alacağı hakkında karar verilmelidir. Davalı …Genel Müdürlüğü’ nün tüm çalışma dönemi için 3 aylık ücret alacağından sorumlu tutulması hatalı olup her hak ediş döneminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 09.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.