Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2019/3974 E. 2019/11315 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3974
KARAR NO : 2019/11315
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan … vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işverenlerden olan … Fabrikaları A.Ş.ye bağlı … Fabrikasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davalı işverenlerden birisi olan … Fabrikaları A.Ş. ile diğer davalı işveren olan Özel Mevlena Güv. ve Koruma Hiz. Ltd. Şti. arasında 4857 sayılı İş Kanunu 2. maddesi 6. fıkrasına göre alt işveren-asıl işveren ilişkisi olduğunu, ihaleyi … Güv. Kor. Hiz. Ltd. Şirketinin kazandığını, ihaleyi kazanan alt işveren bağlı işçilerin Güvenlik İş Sendikasına üye olduklarını, yetki belgesi aldıklarını ve ardından Toplu İş Sözleşmesi yapma hakkı kazandıklarını, sözleşmenin YHK kurulu tarafından 03.11.2016 tarihinde karara bağlandığını, 15.05.2016-01.02.2017 yürürlük tarihli Toplu İş Sözleşmesinin taraflara tebliğ edildiğini, TİS gereğince işçilik alacaklarından her iki davalının birlikte müteselsilen sorumlu tutulduğunu, ayrıca davacı işçinin 01.02.2017 tarihine kadar asgari ücretin %25 fazlası ile çalışırken, davacının yazılı rızası alınmaksızın 01.02.2017 tarihinden sonra üceritinin asgari ücretin %20 fazlasına indirildiğini ileri sürererek, 15.05.2016 tarihinden itibaren günlük çıplak ücretlere yapılması gereken %1 oranındaki ücret zammı karşılığının, 01.01.2017 tarihi itibariyle günlük çıplak ücretlere yapılması gereken %4 oranındaki ücret zammı karşılığının, Haziran ve Aralık aylarında 5 er günlük olmak üzere toplam 10 günlük ikramiye karşılığının, üç çocukla sınırlı olmak üzere her çocuk için çocuk yardımı karşılığının, yakacak yardımı karşılığının ramazan ve kurban bayramlarındaki bayram yardımı karşılığının, bayram ve genel tatil günlerinde çalışan davacının TİS gereği 3 yevmiye alacağı karşılığının ve eksik ödenen ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti :
Davalı … Fabrikaları vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkil kurumun talep konusu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca müvekkiline asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına da hükmedilemeyeceğini, asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yükletilemeyeceğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti :
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı … Fabrikaları A. Ş. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince somut uyuşmazlıkda, dosya içeriğinden, davalılar arasında güvenlik hizmeti alımına dair sözleşmeler imzalandığı, bu durumda, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu, davalıların, davacının işçilik alacaklarından müteselsilen sorumlu oldukları, Mahkemenin bu yöne ilişkin hükmünün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davalı … Fabrikaları A.Ş. vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe :
Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasanın 53. maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1-ğ maddesinde tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanan sendikaların amacı ise, yine aynı maddede, üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak olarak ifade edilmiştir. Şüphesiz, sendikaların belirtilen amacı gerçekleştirebilecekleri en iyi araç, serbest toplu pazarlık hakkı çerçevesinde bağıtlanacak bir toplu iş sözleşmesidir.
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
Diğer taraftan 6356 sayılı Kanun’un 34. maddesinin ikinci fıkrasında, bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesinin ancak işletme düzeyinde yapılabileceği ifade edilmiştir. Belirtilen düzenleme emredici nitelikte olup, kamu düzenine ilişkindir.
6356 sayılı Kanun’un 41. ve devamı maddelerinde belirtilen usule göre yetki belgesinin alınmasından sonra yapılacak çağrı ile toplu görüşme süreci başlayacaktır. Toplu görüşme sürecinde taraflarca anlaşma sağlanması durumunda toplu iş sözleşmesi bağıtlanacak, aksi halde ise arabuluculuk aşaması ve daha sonra ise grev aşaması gündeme gelecektir. Anayasanın 54. maddesinin üçüncü fıkrasında da, grev ve lokavtın yasaklanabileceği hallerin kanunla düzenleneceği belirtildikten sonra devam eden fıkrada da, grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde uyuşmazlığın Yüksek Hakem Kurulu tarafından çözüleceği ifade edilmiştir.
Hukukumuzda, yukarıda belirtilen düzenlemeler doğrultusunda, toplu görüşme süreci işçi sendikası ile işveren sendikası yahut sendika üyesi olmayan işveren arasında yürütülecek ise de, kamu kurumlarında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi ile faaliyet gösteren alt işveren işyerleri yönünden kısmen ayrıksı düzenlemeler öngörülmüştür.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 8’inci maddesine 6552 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesi ile eklenen fıkraya göre “4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
Madde doğrultusunda düzenlenen ve 22.01.2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik” ile de uygulamanın esasları ayrıntılı olarak tanzim edilmiştir.
6552 sayılı Kanun ile getirilen sisteme göre asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmelerinin, alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla kamu işveren sendikalarından birisi tarafından yürütülerek sonuçlandırılması öngörülmüştür. Kanunun gerekçesinde de, düzenlemenin amacının, belirtilen alt işveren işçilerinin de diğer işçiler gibi, Anayasada yer verilen sendika kurma ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahip olduğunun açık olduğu, ancak ihale mevzuatının mevcut düzenlemelerinin, uygulamada söz konusu işçilerin Anayasal haklarını kullanmasını engellediğini, son yıllarda bu işçilerin söz konusu haklarını kullanmaya başladıklarını, alt işveren yahut idare ile toplu iş sözleşmesi imzaladıkları, ancak toplu iş sözleşmesi nedeniyle elde edilen ücret ve sosyal haklarının kamu ihale mevzuatındaki hükümler nedeniyle akim kaldığının görüldüğü ve bu gerekçelerle alt işveren işçilerinin toplu sözleşme hakkının temini olduğu hususu ifade edilmiştir. Nitekim uygulamada da, alt işveren tarafından toplu iş sözleşmesi bağıtlansa dahi, hizmet alım sözleşmeleri ve kamu ihale mevzuatı sebebiyle, idarece fiyat farkının temini söz konusu olamadığından, işçilerin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan haklarının akim kaldığı müşahade edilmektedir. Bu itibarla, belirtilen aksaklıkların giderilmesi amacıyla, kamu işveren sendikasının, üyelik ilişkisi bulunmayan alt işvereni temsilen toplu iş sözleşmesi yapma ehliyetine sahip olması 6356 sayılı Kanun ile öngörülen sisteme getirilen önemli bir istisnadır.
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının üyesi bulunduğu Güvenlik-İş Sendikası ile alt işveren … Güv. ve Kor. Hizm. Ltd. Şti.-…Güv. Hiz. Ltd. Şti. girişim ortaklığı arasında “… Fabrikası tatafından ihale edilen “özel güvenlik hizmet alımı” işi ile ilgili işyerlerini kapsayacak şekilde toplu iş sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacının anılan toplu iş sözleşmesine dayalı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, Mahkemece varılan bu sonuç tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Somut olayda, alt işveren şirketin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan prosedüre uygun olarak, Kamu İşveren Sendikasına bu kapsamda yetki verip vermediğinin araştırılması, oluşacak sonuca göre; yetki verilmiş ise şimdiki gibi, yetki verilmemiş ise davalı kurum yönünden uyuşmazlık konusu alacak taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir suretin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.