Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2019/384 E. 2019/2407 K. 05.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/384
KARAR NO : 2019/2407
KARAR TARİHİ : 05.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Öğretmenevi’nde 08.11.2012 tarihinde garson olarak işe başladığını, iki ay çalıştıktan sonra 01.01.2013 tarihinden itibaren … Çıraklık Eğitim Merkezi’ne giriş yaptırılarak aşçı çırağı olarak gösterildiğini ancak hiçbir çıraklık eğitimi almadığını, garson olarak işe girmesine rağmen temizlik işleri ve sair tüm işlerin kendisine yaptırıldığını, işçi vasfında tamamen emir ve talimata bağlı olarak yasal çalışma sürelerinin üzerinde çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, genel tatillerde ve yıllık izin günlerinde izin verilmediğini, zor olan çalışma koşullarının da iyileştirilmediğini, bu nedenle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle öğretmen evlerinin Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, ayrı tüzel kişiliği olmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının 3308 sayılı Kanun gereğince çıraklık eğitimi için başvurduğunu ve kurumla aralarında çıraklık eğitimi üzerine anlaşma yapıldığını, görevli mahkemenin ücret alacaklarının fazlasıyla ödendiğini, davacının fazla çalışma yapmadığı gibi yıllık izinlerini de mevzuat çerçevesinde kullandığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 17.12.2014 tarihli ilk kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce 2017/5816 esas 2017/13333 karar sayılı 05.06.2017 tarihli karar ile ‘‘ …Bu durum temsilcide yanılma niteliğinde olup, temsilcide yanılma halinin Mahkemece re’sen gözetilmesi gereklidir. Davanın Milli Eğitim Bakanlığı’na yöneltilmesi için davacı tarafa süre verilmeli ve usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların gösterdiği deliller toplamalı, dosya yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir. ’’ gerekçesi ile bozulmasına dair karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, fazla mesai alacağı ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının kabulüne, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı talepleri yönünden ise belirsiz alacak davası olarak açılamayacakları gerekçesi ile hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı ihtilaflıdır.
Mahkemenin ilk kararı davalının temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Davacı, bozmadan önceki yargılamada, davanın husumet yokluğundan reddi nedeniyle ıslah talebinde bulunmamıştır. Bozma kararı sonrası yapılan yargılamada, işçilik alacaklarının hesaplanması için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı davasını ıslah ederek 26.01.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarlarını arttırmış ve Mahkemece ıslaha değer verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’ nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK.nın  değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu’nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı“ hükmünü içermektedir.
Yargıtay Kanunu’nun 45/5. maddesi karşısında “Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına göre bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilmesi de hatalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, bozma sonrası verilen ıslah dilekçesine değer verilmeksizin önceki bozma kararları uyarınca oluşan usuli müktesep hakların da nazara alınarak karar verilmesidir. Bu husular göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.