Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2019/3399 E. 2019/11134 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3399
KARAR NO : 2019/11134
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 23.01.2007 tarihinde davalı işverenin… şubesinde çalışmaya başladığını, 27.05.2013 tarihinde de çalışmasının sona erdirildiğini, hafta içi 09.00 ile 17.30 saatleri arasında çalışılan hafta sonları ise hafta tatili olan işyerinde bireysel müşteri ilişkileri yönetici yardımcısı ünvanıyla çalışan müvekkilinin bu süreçte, gün içinde hemen her gün 20.30 ve zaman zaman da 21.00 a kadar, her ayın en az 3 hafta sonunda da cumartesi günleri 09.00 ile 18.00 saatleri arasında çalışmış olmasına rağmen bu alacakları kendisine ödenmediğini, hafta sonraları mesaiye kalınma zorunluluğunu bildiren bir kısım talimatlar da zaman zaman müvekkili davacı tarafından muhafaza edildiğini, bu kayıtların tüm hafta sonları çalışmasına ilişkin olmayıp hafta sonlarında hemen hemen 1 tam gün boyunca çalışma yapıldığını bildirerek ıslah dilekçesindeki miktarlarla birlikte; 11.782,26 TL fazla mesai, 15.923,40 TL hafta tatili alacağının fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevaplarının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Dairemizin 07.02.2018 tarih 2017/9698 esas 2918/1966 karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir. İşçiye her ay ödenen ücret içinde fazla çalışmaların bir kısmının yer aldığı taraflarca kabul edildiğine göre 270 saatin 12 aya bölünmesi sonucu belirlenen 22.5 saat, her ay için kanıtlanan fazla çalışma süresinden indirilmelidir.
Somut olayda, dosyaya sunulan 23.01.2007 tarihli iş sözleşmesinin 4/b maddesinde “Çalışanın aylık ücretine bankanın İnsan Kaynakları Yönetmeliğinde öngörülen haller ve günlük normal çalışma saatlerinin dışında kalan fazla çalışma ücretleri, hafta tatili fazla çalışma ücretleri ile tatil günleri (hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatiller) ait ücretler dahildir.” düzenlemesi ile İnsan Kaynakları Yönetmeliği’nin 5.1. maddesinde ” Görevli (bina hizmet görevlisi, güvenlik görevlileri, şoför vb) unvanında çalışan personel için haftalık çalışma süresi kırkbeş saat, diğer unvanlardaki personel için kırk saattir.” düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir. Mahkemece, dosyaya gönderilen CD kayıtlarının doğrudan ekranın ekran açma kapama saatlerini göstermediği, davalının sistem verilerini yorumlayarak excel ortamına girdiği, CD kayıtlarına göre ortalama ekranın 08:50-09:00 saatleri arasında açıldığı ve genellikle 19:30-20:00 civarında nadiren de 21:00-22:00 arası kapandığı belirlenmiş ve davacı tanıklarının beyanları ile CD kayıtları birlikte değerlendirilerek, davacının hafta içi 09:00 – 20:00 saatleri arası, ayda 2 cumartesi günü ise 09:00- 15:30 saatleri arasında çalıştığı, hafta içi çalışmalardan 1,5 saat ara dinlenme, hafta sonu çalışmalarından ise 0,5 saat ara dinlenme süresinin mahsubu ile, davacının haftalık 50,5 saat çalıştığı ve 5 saat fazla sürelerle çalışma, 5,5 saat ise fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ve davacının ücretine fazla mesai ve fazla sürelerle çalışma alacaklarının dahil olması nedeni ile, yıllık 270 saatlik fazla çalışmanın 6 ayda tamamlanması nedeni ile kalan 2. altı ay için fazla sürelerle çalışma alacağı, saat ücretinin %25, fazla çalışma alacağı ise, saat ücretinin %50 fazlası ile hesaplanmıştır. Ancak, davacının fazla çalışma alacağına esas ücreti belirlenirken, dönem ücreti 225 saate bölünerek davacının saat ücreti tespit edilmiş ve alacakları belirlenen saat ücretine göre hesaplanmış, davacının ücretinin içerisinde 270 saatlik fazla çalışma süresininde bulunduğu dikkate alınmamıştır. Mahkemece, yıllık fazla çalışma süresi olan 270 saat, 12’ye bölünerek aylık fazla çalışma süresinin 22,5 saat olduğu belirlenmeli, 22,5 saat %50 artırılarak, davacının ücretine aylık 33,75 saatlik çalışmasının dahil olduğu ve aylık çalışma saatinin 225+33,75=258,75 saat olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.