Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2019/2927 E. 2019/13983 K. 25.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2927
KARAR NO : 2019/13983
KARAR TARİHİ : 25.06.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince duruşmalı olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.06.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat … ile karşı taraf adına vekili Avukat … ve Asil geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalının İktisat Bankası T.A.Ş. Kahramanmaraş şubesi müdürü olarak görev yaptığı dönemde, usulsüz iş ve eylemleriyle bankayı zararı uğrattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere müvekkilinin 85.554,90 TL zararının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, işverenin iddiasına dayanak yaptığı soruşturma raporlarının tek taraflı menfaatler gözetilerek ve hedef seçilerek belirli bir amaçla taraflı hazırlandığını, müvekkilinin bankaya katkılarının ve sağladığı menfaatlerin dikkate alınmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, 16/03/2017 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek, davalı işçinin eylemleri ile davacı bankanın zarara uğraması arasında nedensellik bağının olmadığı ve davacının, davalı işçi tarafından tazminini gerektirir bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, itibar edilen söz konusu bilirkişi kurulu raporunun, davayı hüküm kurmaya yeterli derecede aydınlatmadığı, rapor içeriğinde denetime elverişli şekilde hesaplama ve karşılaştırma yapılmadığı, bir kısım eylemlerin varsayımsal bir şekilde bankacılık mutad uygulaması veya banka gider-maliyet unsuru olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, söz konusu bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması mümkün değildir. Diğer taraftan, Mahkemece, davacı vekilinin, bilirkişi raporuna itirazlarının gerekçeli bir şekilde değerlendirilmemesi de usul ve kanuna aykırıdır.
Anılan sebeplerle, öncelikle davacının zarar iddiasına dayanak olarak gösterdiği davalı işçi eylemlerinin, ilgili dönem itibariyle bankacılık alanında mutad uygulama niteliğinde olup olmadığı hususunda gerekli araştırma yapılmalıdır. Ardından, bankacılık alanında uzman kişilerden oluşturulacak yeni üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle, bilirkişilere mahalinde işyeri kayıtları üzerinde inceleme yetkisi verilmesi suretiyle, işyeri kayıtları ve tüm dosya kapsamı, iddia ve savunmayı karşılayacak şekilde değerlendirilmeli, neticeye göre bir karar verilmelidir. Şu husus da gözden kaçırılmamalıdır ki; mutad bir uygulama bulunmadığının anlaşılması halinde, diğer bir anlatımla davalı işçinin kendi inisiyatifiyle yetkisiz bir şekilde hareket ettiğinin belirlenmesi ihtimalinde, işlem bazında ayrı ayrı olmak üzere, usulsüz işlem sebebiyle varsa oluşan zarar ve bankaya sağlanmış menfaat denetime elverişli şekilde karşılaştırılmalıdır.
Kabule göre de; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 133/son maddesine göre, davalı lehine maktu tutarda vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken, nispi oranda belirlenen vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
Ayrıca, Mahkemece hüküm sonucunda, davacı … bankasının harçtan muaf olduğunun gözetilmesi yerinde ise de, davacı vekilinin temyiz talebi üzerine, temyiz harçlarının ödenmesi için muhtıra düzenlenmesi hatalı olmuştur. Davacı vekilinin, muhtıra tebliği üzerine hak kaybına sebebiyet verilmemesi adına ihtirazı kayıtla temyiz harçlarını ödediği anlaşılmakta olup, söz konusu harçlar ilgiliye iade edilmelidir.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, Mahkemece hataen alınan temyiz harçlarının ilgiliye iadesine, 25/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.