Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2019/258 E. 2019/1252 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/258
KARAR NO : 2019/1252
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili ilave tediye alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, bu nedenle ilave tediye ücreti isteminin haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21/09/2017 tarihli ilamı ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkeme kararı bozulmuş, bozma ilamına uyulmasına karar veren Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
25/05/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7144 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, “…, 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, …. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünce imzalanacak işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesi kapsamında işyerleridir.” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Kanunun 22. maddesinde kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiş ve uyuşmazlığa konu 7. madde nin farklı bir tarihte yürürlüğü gireceğine dair ayrıksı bir hükme de yer verilmemiştir. Hukuki güvenlik ilkesi kural olarak yasaların geriye yürütülmemesini gerekli kılar. “Yasaların Geriye Yürümezliği İlkesi” uyarınca yasalar kural olarak yürürlük tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılırlar. Yürürlüğe giren yasaların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olamaması hukukun genel ilkelerinden “‘Kazanılmış Hakların Korunması” ilkesinin gereğidir.
Bu noktada, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce karara bağlanan 09.06.2017 tarih 2016/3-2017/4 esas-karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının incelenmesi gerekirse, söz konusu karar uyarınca “3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olup, ayrı işyeri olan bağımsız işveren oldukları, bu nedenle her vakıf için iş yeri düzeyinde toplu iş sözleşmesi yetkisi verilebileceği; iş güvencesi hükümlerinden yararlanmanın ön koşullarından olan işçi sayısı tespit edilirken her vakıf yönünden sadece kendi işçi sayısının dikkate alınacağına” karar verilmiştir. İçtihadı birleştirme kararları Yargıtay Kanunu’nun 45. maddesine göre bağlayıcıdır.
Somut olayda, dava konusu talepler kanunun yürürlük tarihinden önceki döneme ilişkin olup, söz konusu dönemde 7144 sayılı Kanun’un 7. maddesi yürürlükte olmadığı gibi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının özel hukuk tüzel kişiliğine sahip, ayrı işyeri olan bağımsız işveren olduklarının belirlendiği tarafları bağlayıcı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı bulunmaktadır. Bozma ilamına uyulmasına karşın ilave tediye isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17/01/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.