Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2019/2311 E. 2019/8578 K. 11.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2311
KARAR NO : 2019/8578
KARAR TARİHİ : 11.04.2019

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin pompa görevlisi olarak davalı işyerinde çalıştığını, davacının çalışmak için işyerine gittiğinde davalının müvekkilini işyerine almadığını, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işyerini terkedip gittiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.03.2018 tarihli ilamıyla kararın bozulmasına karar verilmiş bozma ilamına uyulmasına karar veren mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili süresi içinde temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
Somut olayda, mahkemece bozma öncesi kararda, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, asgari geçim indrimi ve ücret alacakları hüküm altına alınmış kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.03.2018 tarihli ilamıyla davalının sair itirazları reddedilerek,kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiş, mahkeme de bozma ilamına uyulmasına karar vermiş, ancak kıdem ve ihbar tazminatlarının yanı sıra bozma konusu yapılmayan yıllık izin alacağının da reddine karar verilmiştir. Kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek bozma sebebi yapılmayan yıllık izin alacağının reddine karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.