Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/9936 E. 2018/18511 K. 12.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9936
KARAR NO : 2018/18511
KARAR TARİHİ : 12.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde kadroya geçmeden önceki dönemde geçici işçi olarak çalıştığını ancak bu hizmetlerinin kıdeminden sayılmadığını, geçici işçilikte geçen çalışmaların kıdeminden sayılarak derece ve kademesinin tespiti ile yeni derece ve kademesi dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının geçici işçi olarak işe başlayıp kısmi süreli iş sözleşmeleri ile çalıştığını, 26.10.2000 tarihli protokol gereğince daimi işçi olarak kadrosuna geçinceye kadar bir tam yıl çalışmadığını, dolayısıyla idare ile … Sendikası arasında akdedilen toplu iş sözleşmesinin ilgili maddelerinde düzenlendiği şekliyle kademe ve derece yükselmesinin şartlarını sağlayamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Bozma ilamına uyulan Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının derece ve kademe tespitine esas teşkil eden fiilen çalıştığı gün sayısının belirlenmesi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacının geçici işçilikte geçirdiği çalışma süresi, ilk işe başladığı tarihten daimi işçiliğe geçtiği ana kadar geçen süre olup, bu çalışma süresi içindeki fiilen çalışılan günler toplanarak sonuca gidilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan, bilirkişi tarafından davacının daimi kadroya geçtiği 02.02.2001 tarihi yerine, Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük tarihi olan 01.03.2001 tarihine kadar değerlendirme yapılması hatalı olmuştur. Mahkemece 07.05.1986-02.02.2001 tarihleri arasında fiilen çalışılan günler dikkate alınarak derece ve kademe tespit edilmesi gerekirken, bu süre aşılmak suretiyle 01.03.2001 tarihine kadar fiilen çalışılan gün toplamının 3654 gün olarak belirlenmesi isabetsiz olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Taraflar arasında davacıya uygulanması gereken derece ve kademenin belirlenmesi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının geçici işçilikte geçirdiği sürelerin daimi işçi kadrosuna atanması sırasında dikkate alınması ve böylece bu süreler de dikkate alınmak suretiyle davacıya fiilen uygulanması gereken derece ve kademenin yeniden tespiti gerektiğine dair mahkeme gerekçesi isabetli ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunun derece ve kademenin belirlenmesi konusunda hatalı tespitler içerdiği, raporun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının fiilen çalıştığı gün sayısı 3654 gün olarak belirlenerek, bu sürenin 5 derece ve 10 kademeye tekabül ettiği ifade edildikten sonra, söz konusu derece ve kademenin idare tarafından her yıl uygulanan derece ve kademenin üzerine eklenmek suretiyle 8-22 olarak belirlendiği bu belirlemeye göre, 2010 yılında bir yıl için iki kademe ilerlediği görülmektedir. Ancak, bilirkişi tarafından her yıl için İdarenin fiilen belirlediği derece ve kademe üzerine yeniden (5 derece ve 10 kademenin) ekleme yapılması suretiyle sonuca gidilmesi yerinde olmadığı gibi, raporda bu hesap şeklinin veya davacıya neden 2010 yılında bir yıl için iki kademe uygulandığının gerekçesi de açıklanmamıştır. Diğer yandan, 1.3.2010 terfi tarihli terfi fişinde davacının derece ve kademesi 5-11 gösterilmiş iken bilirkişi raporunda 5-12 olarak gösterilmiş ve buna göre davacının derece ve kademesinin 8-22 olması gerektiği belirtilmiş olup rapordaki esasa göre dahi davacının derece ve kademesinin 8-21 olması gerekeceği açıktır. Bu bakımdan rapor denetime açık değildir. Yapılması gereken iş, davacının fiilen çalıştığı gün sayısına tekabül eden derece ve kademe bulunduktan sonra, davacının ifa ettiği işe göre toplu iş sözleşmesi hükümleri de dikkate alınarak belirlenen derece ve kademenin toplu iş sözleşmesinin 106 ve 107. maddelerinde belirlenen koşullara göre arttırılmak suretiyle tespit edilmesidir. Yıllara göre bu uygulama yapılarak davacının fiilen bulunması gereken son derece ve kademe belirlendikten sonra, bulunan derece ve kademenin, İdarece uygulanan derece ve kademe ile karşılaştırılması sonucunda fark ücretlerin tespiti mümkün olabilir. Mahkemece, denetime açık olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek fark alacaklara hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
4-Ayrıca, bilirkişi raporunda fark alacaklar hesaplanırken Toplu İş Sözleşmesi eki cetvellerin dikkate alındığı görülmekle birlikte hesaplamada dosyaya sunulmuş olan davacının isminin yer aldığı terfi ve ücret artışına ilişkin cetvellerin de değerlendirilmemesi hatalı olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.